| Herkes Kâtip odasına şikâyetler için bir gazeteci gönderecek. | Open Subtitles | سيكون لهم دور للانتظار في مكتب الكاتب للشكاوي |
| Kâtip, bunu kayıtlara geçirmeyin ya da daha iyisi ben konuşmayayım, böyle bir hakkım var! | Open Subtitles | ايها الكاتب لا تكتب ذلك أو اﻷفضل عدم التحدث مرة أخرى انه من حقي! |
| Bay Carter bunun ne için olduğunu bilmesem, iyi bir katip olurdum! | Open Subtitles | سيد كارتر ,سأكون كاتبة جيدة إذا لم أعرف صيغة شئ كهذا |
| katip neden salonda bekliyor? | Open Subtitles | لماذا تنتظر كاتبة الاختزال بالقاعة؟ |
| Kâtip hakkında bir şeyler bulduk. Frank Gephart hakkında duvara tosladık. | Open Subtitles | حصلنا على شيء على الموظف اننا لم نصيب في امر فرانك |
| katip sizlere sonraki duruşma için bilgi verecek. İyi günler, Beyler. | Open Subtitles | كاتبي سوف يعلمكم يوم اجتماعنا القادم ,طابت ليلتكم ياساده |
| katip, siyah kepimi versene, lazım olacak bana. | Open Subtitles | أيها السكرتير, أعطني القبعة السوداء، سأحتاجها. |
| Yüce divanda Kâtip. | Open Subtitles | لقد تحدثت للتو مع أحد أصدقائي و هو موظف بالمحكمة الرئيسية |
| Çok güzel, katip. | Open Subtitles | (جيد جداً،يا(سكروب |
| Kâtip bir şansımızın olduğunu söylemekte. | Open Subtitles | اخبرنا ذلك الكاتب ان لدينا فرصة |
| Umman'daki merkez camiinde bir Kâtip var tanıdığım. | Open Subtitles | أنا أعرف المسجد الرئيسي الكاتب في عمان. |
| "Kâtip kafasını belli belirsiz kaldırıp 'merhuma yakınlığınız nedir' dedi. | Open Subtitles | الكاتب بالكاد نظر لسؤال " علاقة للميت؟ |
| Seneler evvel o dönemin aydın sınıfının arasında yaygın görülen ve adı "Kâtip Humması" olan bir çeşit sinir zayıflığından muzdariptim. | Open Subtitles | منذ عدة سنوات مضت، حينما كنت أعاني من حالة متوسطة من "حمى الكاتب"، شكل مختلف للوهن العصبي يصيب بعض المثقفين في ذلك الوقت. |
| İlgilendiğiniz bu acil konu, Bay Ingersol, ...Bayan katip, bir dakika dışarı çıkabilir misiniz lütfen? | Open Subtitles | إن الحالة الطارئة التي كنتَ تتعامل معها يا سيد إنغرسول... يا حضرة كاتبة المحضر هل تمانعين في الخروج للحظة لو سمحتِ؟ |
| Ama çok ateşli bir katip. | Open Subtitles | لكن كاتبة بارعة جداً! |
| - Tamam, katip. | Open Subtitles | -حسناً، كاتبة |
| Birinin elini kaldırdığı an hariç, Kâtip söylenen her şeyi kaydedecek. | Open Subtitles | سيسجل الموظف كل كلمة تقال عدا عندما يرفع شخص ما يده |
| Kâtip parasını temizlemesine yardım etse bile bankadaki kaynaklarından vazgeçti. | Open Subtitles | لقد اعترفت على مصادرها في البنك حتى على الموظف الذي ساعدها على غسل الاموال |
| katip bana 100,000'lık çek bozdurmak istediğinizi söyledi, doğru mu? | Open Subtitles | كاتبي أخبرني أنك تريد أن تصرف صكّ بـ 100 ألف دولار؟ |
| Bu kraliyet ziyaretinde Kralın güvenliği için senin resmi soumluluğunun yanısıra benim de birinci katip olarak sorumluluğum, güvenliği için kişisel sorumluluğum, olduğunu söylüyordum. | Open Subtitles | كنت أقول أن هذا إضافةً لمسؤوليتكم الرسمية لسلامة الملك في هذه الزيارة الملكية أنا أيضاً بصفتي السكرتير الأول أحمل المسؤولية |