| Öldürdüğün kadının bilekliğini birisine verirken bunu düşünmemen kötü olmuş. | Open Subtitles | من المؤسف أنك نسيت الأقراط المطابقة من المرأة التي قتلتها |
| Çok kötü olmuş. Ama bir partideyiz, içki iç. | Open Subtitles | هذا سيء جدا لك لكن عليك احتساء الشراب انها حفلة |
| Aynısını hissetmemem çok kötü olmuş o zaman. | Open Subtitles | هذا مؤسف جدًا لا تمكنني مبادلتكَ ذات القول |
| Çok kötü olmuş ama sanıyorum bir altın madeni sahibi olmak suçluluk duygusunu hafifletecektir. | Open Subtitles | حسناً، هذا شيء سيء للغاية ولكن أتصوّر أنّ إمتلاك منجم ذهب سيخفف الشعور بالذنب |
| Dün gece Hardeen'i izleyememen çok kötü olmuş. | Open Subtitles | إنه من المؤسف أنك لم ترى هاردين الليله الفائته |
| Parçayla direk temasa girmemen kötü olmuş. | Open Subtitles | من المؤسف أنكِ لم تتعرضي لاتصال مباشر مع القطعة الأثرية |
| - Gelememesi çok kötü olmuş, Senatör. | Open Subtitles | من المؤسف حقاً أنها لم تحضر معك أيها السيناتور |
| - kötü olmuş biraz daha bekleyecekler. | Open Subtitles | حسناً ، هذا سيء للغاية ، سيتوجب عليهم أن ينتظروا أكثر قليلاً |
| - kötü olmuş. Tatlıydı çocuk, özledim etrafta olmasını. | Open Subtitles | هذا سيء للغاية، إنه لطيف أفتقد وجوده في المكان |
| kötü olmuş. Yurtta görüşürüz, olur mu? | Open Subtitles | هذا سيء أراك في الحرم، اتفقنا؟ |
| kötü olmuş, ölmeyi tercih ederim. | Open Subtitles | حسنٌ، هذا مؤسف جدًّا إليها، فإنّي أفضّل الموت عن ذلك. |
| kötü olmuş. İyilerdendi o. | Open Subtitles | هذا مؤسف جداً فقد كانت فتاة جيدة |
| Bu kötü olmuş. Buralarda bir yerlerde mi oldu? | Open Subtitles | هذا مؤسف في مكان ما هنا؟ |
| kötü olmuş. | Open Subtitles | ذلك مؤسف للغاية |
| Bu kötü olmuş. | Open Subtitles | مهرجان الفلم القصير الدولي اوه ذلك سيء جداً اعني |
| Sakat ya da kör olmaması kötü olmuş. Belki o zaman yardım edebilirdin. | Open Subtitles | سيء جداً هو ليس أعرجاً أو أعمى إذ ربما تكون قد ساعدته |
| Ülseri olması kötü olmuş. | Open Subtitles | أَحْزرُ بأنّه فقط سيئ جداً كَانَ عِنْدَهُ قرحةُ. |
| Çok kötü olmuş Casey. | Open Subtitles | اوه ,هذا سئ جداً وكيسي |
| Her zaman yönetmenlik yapmak isteyen, filmi de gayet iyi bilen birini tanımıyor olman çok kötü olmuş. | Open Subtitles | من السيئ بـ انك لأتعرف اي شخص كان يريد ان يخرج دائمـا الذي يعرف الفيلم جيـدا |
| Siktir ya, o kötü olmuş. | Open Subtitles | تباً، هذا أسوأ خبر. |
| Onun için kötü olmuş, ama bizim için iyi oldu. Mantarın büyük ihtimalle, cinayet aleti aracılığıyla geldiğini söylemek istiyorum. | Open Subtitles | حسناً، أنه أمر سيء له ولكن جيد لنا على الأرجح الفطر أنتقل لسلاح الجريمة |
| Gerçekten çok kötü olmuş. | Open Subtitles | . ذلك سيءٌ للغاية |