| Unutun gitsin. Bu küçük çocuklar için. Bizlerse yetişkin insanlarız ve toplumumuza neler olduğuyla başa çıkmaya çalışıyoruz. | TED | لا عليك. هذا للأطفال الصغار. نحن شعب كبير، ونحن نسعى للتعامل مع ما يحدث في مجتمعنا. |
| Bu küçük çocuklar için. O ayı gibi! | Open Subtitles | إنه للأطفال الصغار ، و وزنه يربو لـ 900 باوند |
| küçük çocuklar ateşle oynamamalı değil mi? | Open Subtitles | الأولاد الصغار لا يجب أن يلعبوا بالنار أليس كذلك؟ |
| Herkesin duyduğu ancak hiç gitmediği yer. küçük çocuklar orada ölüyor. | Open Subtitles | المكان الذي سمعَ الجميع عنه ولم يروه، الأطفال الصغار يموتون هناك. |
| Lakin küçük çocuklar yardıma ve tercüme etmeye geldiler. | TED | لكن جاء بعض الصبية الصغار لإنقاذ الموقف وساعدوا في الترجمة. |
| Hayır, hayır, eğer küçük çocuklar gidiyorsa o zaman ben de gidebilirim. Ben de. | Open Subtitles | -لا، لا، إذا كان للصغار الذهاب فأن يمكنني الذهاب كذلك |
| Ama olay şu ki, dilekler küçük çocuklar içindir. | Open Subtitles | أراهن أنك تود ذلك لكن أتعلم أمراً؟ الأماني للأطفال الصغار, |
| Çünkü siz polislerin küçük çocuklar bir şey olmasına izin vermediğinizi biliyorum. | Open Subtitles | لأنني أعلم جيداً انتم الشرطة كم تكرهون أن يحدث شيء ما للأطفال الصغار |
| Fakat küçük çocuklar ve dahilerin sevdiği soruyu kimse sormadı: | Open Subtitles | القيام بأشياء رائعة لكن أحداً لم يسأل ذلك السؤال المُفضل للأطفال الصغار "و العباقرة على حد سواء. "لماذا؟ |
| küçük çocuklar için uygun olmayabilir. | Open Subtitles | ولن تكون ملائمة للأطفال الصغار. |
| Sizce küçük çocuklar böyle... memelerinin olmasını isteyecekler mi? | Open Subtitles | لدي فقط سؤال واحد هل سيريد الأولاد الصغار أن يبدو وكأن لهم نهود |
| küçük çocuklar bacalarda boğuluyordu şimdiye kadar. | Open Subtitles | الأولاد الصغار دخلوا للمدخنة قبل قليل |
| - Bu mantık yüzünden küçük kızları öpen küçük çocuklar okuldan uzaklaştırılıyorlar. | Open Subtitles | لذلك السبب عندما يُقبل الأولاد الصغار البنات الصغار... ... يصبح مطروداً للإعتداء الجنسي... |
| Bence çok küçük çocuklar küçük kâşiflere benzerler. | TED | أعتقد أن الأطفال الصغار هم مثل المستكشفين الصغار. |
| Ancak en kötü tarafı, bu tedaviyi küçük çocuklar, bebekler, ve bir yaşındakiler üzerinde uygulayamıyormuşsunuz. | TED | ولكن أسوأ ما في الأمر أنه لا يمكن استخدامه على الأطفال الصغار ، على الأطفال الرضع ، وعلى الأطفال ذوي السنة الواحدة |
| Sana söyleyeyim, küçük çocuklar çok daha iyi değildir. | Open Subtitles | دعيني أقول لك ، الصبية الصغار ليسوا أفضل بكثير |
| Burası küçük çocuklar için. Biliyorum. | Open Subtitles | ـ هذا المكان للصغار ـ أجل، أعلم |
| 30 metre doğudaki dereden taslarına su dolduran küçük çocuklar. | Open Subtitles | أولاد صغار يملأون أوعية الماء عند جدول على بعد 300 متر غرباً |
| Bence bebekler ve küçük çocuklar sahne ışığı gibi bir idraktan çok fener gibi bir idrağa sahip görünüyor. | TED | أعتقد أن الرضع وصغار السن لديهم وعيٌ هو أقرب إلى ضوء مصباح منه إلى ضوء كشاف مسلط. |
| Bir deney için ben ve meslektaşlarım Kiley Hamlin ile Lara Aknin laboratuvara iki yaşından biraz küçük çocuklar getirdik. | TED | في تجربة واحدة، زملائي كيلي هاملن، لارا أكنن وأنا أحضرنا الأطفال الأصغر من سن عامين إلى المعمل |
| küçük çocuklar farklı ırklarla entegre anaokullarına ve ilkokullara gittiklerinde çok daha az önyargı geliştiriyorlar. | TED | وعندما يذهب أطفال صغار إلى روضة متكاملة عرقياً ومدارس إبتدائية يطورون أقل تمييز في البداية. |
| Deliler gibi dans eden küçük çocuklar... | Open Subtitles | كنا أطفالاً صغاراً شديدين الحماسة |
| Dünya'da nereye giderseniz, gidin, küçük çocuklar, şekerleri, köpekleri ve polisleri severler. | Open Subtitles | لايهم اي مكان تذهب في العالم الاطفال الصغار مثل الحلوى والدمى والشرطه |
| Bazı küçük çocuklar ebeveynlerinide getirecekler. Gelmek ister misin? Gerçekten mi? | Open Subtitles | بعض الأطفال الصغار سيصطحبون ذويهم ، أتريدين الذهاب؟ |