| Bu savaşı durdurmak için elinde küçük birşey olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قال أنة لدي شيء صغير من الممكن أن يضع نهاية لهذة الحرب |
| Civardaki bütün gücü kesmeye yarayan küçük birşey. | Open Subtitles | شيء صغير بإمكانه تحرير الطاقة في المنطقة المجاورة |
| Peki neden biz de ona küçük birşey veremiyor ve onu yalnız bırakıyoruz? | Open Subtitles | لما لا يسعنا منحها شيئ صغير... ولا نتركها وحيدة؟ |
| Bu kesinlikle küçük birşey. | Open Subtitles | هذا بالتأكيد شىء صغير |
| Seni neşelendirmek için ayarladığım küçük birşey. | Open Subtitles | فقط شئ بسيط اردت به ان ارفع حالتك المعنوية |
| Bu yaptığım küçük birşey çünkü bir arada eğriler ve toplar fikrini seviyorum. | TED | هذا شيء بسيط صنعته لأني أحب فكرة المنحنيات والكرات سوياً |
| Bütün gecemi büyük parti için küçük birşey hazırlayarak harcadım.. | Open Subtitles | قضيت المساء بأكمله أحضر في شيء صغير |
| ama geride küçük birşey bıraktın... | Open Subtitles | ... لَكنَّكتَركتَ شيء صغير وراءك. |
| küçük birşey dışında. | Open Subtitles | ماعدا شيء صغير واحد. |
| - Önemsiz küçük birşey. | Open Subtitles | -إنه فقط شيء صغير |
| Dana, şuranda küçük birşey var. | Open Subtitles | مرحباً،(دانا)،لديكِ شيء صغير هـنا |
| Bu kesinlikle küçük birşey. | Open Subtitles | هذا بالتأكيد شىء صغير |
| Amerikan Devrimi denen küçük birşey, Chon . | Open Subtitles | شئ بسيط يسمى الثورة الامريكية. |
| Amerikan Devrimi denen küçük birşey, Chon . | Open Subtitles | شئ بسيط يسمى الثورة الامريكية. |
| Sadece ikimiz arasında küçük birşey | Open Subtitles | شيء بسيط , بيننا نحن الاثنين , يعني أننا نقول |