| Kansas-Alton'da küçük kırmızı bir ambar ve iki depo var. | Open Subtitles | هنالك حظيرة حمراء صغيرة في ألتون، كنساس، بها صومعتان |
| Elmayı, üzümleri ve peyniri ve küçük kırmızı çubukla beraber alabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم اخذ التفاحة والزبيب والجبن والبسكوت مع عصا حمراء صغيرة |
| Çünkü fırçalamayla kaçırdığınız küçük kırmızı noktalar varsa incelemek zorundayım. | Open Subtitles | لأن لدي لدراسة أسنانك لمعرفة ما إذا كان هناك أي بقع حمراء صغيرة حيث قد يكون لديك بالفرشاة تفويتها. |
| İlginç olan şey pek de önemli görünmeyen buradaki şu küçük kırmızı leke. | Open Subtitles | والمثير فيها هو هذه النقطة الحمراء الصغيرة هنا والتي لا تثير الاهتمام ابداً |
| Zırhları ve küçük kırmızı mızraklarıyla dinozordan fazlasına benziyorlar. | Open Subtitles | يبدون كأنهم ديناصورات فائقة بكل هذة الدروع والرماح الحمراء الصغيرة |
| Orada yanan şu küçük kırmızı lamba, kalbinde yanan ateştir sadece. | Open Subtitles | فالذي يتوهج من أجله هذا المصباح الأحمر الصغير |
| Seni hayal kırıklığına uğratmak istemem ama küçük kırmızı kitabım bile yok. | Open Subtitles | أكره أن أخيب أملك، و لكننى لا أملك الكتاب الأحمر الصغير |
| Okul için tek yapman gereken küçük kırmızı bayrağı almaktı. | Open Subtitles | كل ما كان عليك للأنضمام للمدرسه هو الامساك بشريط أحمر صغير |
| Kansas-Alton'da küçük kırmızı bir ambar ve iki depo var. | Open Subtitles | هنالك حظيرة حمراء صغيرة في ألتون، كنساس، بها صومعتان |
| Sikinin kafasında küçük kırmızı benekler görürsen götten ver tamam mı? | Open Subtitles | إذا ظهرت بثور حمراء صغيرة على رأس ذلك الشيء، فعليكِ وضع ذلك في مؤخرتكِ، إتفقنا؟ |
| - Evet ama, bana kalmam için... cömertçe şeyler verdiler... bu evi ve şu küçük kırmızı arabayı... o arabayı seviyorum. | Open Subtitles | أجل، لكنهم منحوني إقامة سخية وهذا المنزل وسيارة حمراء صغيرة لطيفة جداً أحب تلك السيارة |
| - Küçük, kırmızı benekli. - Olur şey değil. | Open Subtitles | وبقع حمراء صغيرة آوه للبكاء بصوت عالي |
| Kalbime doğrulttuğun küçük kırmızı bir nokta var. | Open Subtitles | كنت حصلت على نقطة حمراء صغيرة على قلبي. |
| Küçük, kırmızı, ekonomik bir araba kiralamış. | Open Subtitles | لقد استأجرت سيارة اقتصادية حمراء صغيرة |
| Zırhları ve küçük kırmızı mızraklarıyla dinozordan fazlasına benziyorlar. | Open Subtitles | يبدون كأنهم ديناصورات فائقة بكل هذة الدروع والرماح الحمراء الصغيرة |
| Prince'in meşhur şarkısı var "küçük kırmızı Corvette." | TED | كتب برنس اغنية رائعة تدعى "الكورفيت الحمراء الصغيرة" |
| küçük kırmızı ithal olan? | Open Subtitles | الحمراء الصغيرة الجاهزة للإنطلاق؟ |
| - küçük kırmızı binici başlığı. - küçük kırmızı binici başlığı. | Open Subtitles | ـ الخُطاف الأحمر الصغير ـ الخُطاف الأحمر الصغير |
| Elbette, ama sadece o küçük kırmızı ışık çalışıyor. Tek gerekli olan o. | Open Subtitles | بالطبع لكن الضوء الأحمر الصغير هو الوحيد الذي يعمل هذا كل ما تحتاجون إليه |
| Gel, benim küçük kırmızı ıstakozum. | Open Subtitles | تعال أيها الكركند الأحمر الصغير |
| Bu vites kolunu görüyor musun? Şimdi, üzerini çıkarırsan, küçük kırmızı bir düğme bulacaksın. | Open Subtitles | لو نزعت الغطاء ستجد زرا أحمر صغير |
| Bana sahiptin.Herşeyime kalbime,ruhuma...hayatıma ve beni bir çöp gibi kenara attın hepsi şu küçük kırmızı taç için. | Open Subtitles | كنتُ معكِ بكامل كينونتي قلبي، روحي، حياتي... و رميتِني جانباً كقطعة قمامة مقابل تاج أحمر صغير |