| Bir noktada, yeterli derecede yandıktan sonra kütükler çöker. | Open Subtitles | وعند نقطه ما إحترق ما يكفي من الجذوع وإنهار هذا الشيء |
| Hızlanmazsan toplamak için kendini paraladığın kütükler suyla bir olup gidecek! | Open Subtitles | علينا أن نعمل بسرعة وإلّا الجذوع التي عملتَ جاهدًا لجمعها ستذهب مع النّهر |
| Eskisi gibi sağlam kütükler yapmıyorlar artık. | Open Subtitles | إنهم لا يجعلون الجذوع كما كانت من قبل |
| İnsanlar neleri varsa kullanarak çıktılar: taşınan kütükler, el merdivenleri ve zaman içinde yok olan doğal yaya yolları. | TED | كان الناس يتسلقون باستخدام كل ما هو متاح: جذوع الأشجار المتدرجة والسلالم والطرق الطبيعية التي كانت تنشأ مع مرور الوقت. |
| kütükler ve hipnotizmanın ortasındalar | Open Subtitles | ينتهي بهم المطاف في مكيدة شيطانية من جذوع أشجار وتنويم مغناطيسي |
| - Orada bazı çürük kütükler var! | Open Subtitles | هناك بعض الجذوع المتروكة |
| kütükler ve hipnotizmanın ortasındalar | Open Subtitles | ينتهي أمرهم بالوقوع في مكيدة شريرة مع جذوع أشجار وتنويم مغناطيسي |