| Arkasından gelen şeyse, başarısız bir aldatmaca devrimi kışkırtmak için önceden planlanmış bir dizi eylemlerdi. | Open Subtitles | حيث تبعه سلسلة من الأحداث التي تهدف لإثارة ثورة عصبية خائبة .. |
| Bunu beni kışkırtmak için yapıyorsan... | Open Subtitles | ،إن كنت تفعل هذا لإثارة عواطفي |
| Şu anda Danny'i, sadakatini kışkırtmak için kullanıyor. | Open Subtitles | يستغل داني الآن لإثارة ولائك. |
| Onu kışkırtmak gerçekten akıllıca mı? | Open Subtitles | هل من الحكمة حقاً إستفزازه |
| Eğer onu kışkırtmak istiyorsan şöyle bir şey söyle... | Open Subtitles | إذا أردت إستفزازه قل شىء مثل |
| Ptolemy sizi ortak bir düşmana karşı halkı kışkırtmak için kullanabilir. | Open Subtitles | ربما يستخدمك (بطليموس) لإثارة الناس ضد عدو مشترك |
| Ptolemy sizi ortak bir düşmana karşı halkı kışkırtmak için kullanabilir. | Open Subtitles | ربما يستخدمك (بطليموس) لإثارة الناس ضد عدو مشترك |
| Rose'u elinde tuttuğunu sandığımız kişiyi kışkırtmak için yaptığımız bir şey. | Open Subtitles | إنها محاولة لإثارة الرجل الذي نعتقد إنه يحتجز (روز) كي يفعل شئ |