| Bu ilk defa olan bir şey de değil. O da hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | أنها ليست المرة الأولى, ان أمله خاب ايضا |
| Argyll Dükü'nün yazılı izni olmadan bağışlanmayacak kadar ciddi nitelikte suçlamaların olduğunu söyleyince korkarım hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | أخشى بانه قد خاب أمله عندما أخبرته بأن طبيعة أتهاماتك خطيره وبأنه لايمكن الاعفاء عنك |
| Bugün hiç keyfi yok, çünkü hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | انه كئيب جدا اليوم . هذا لأنه خاب أمله |
| Bütün seyirciler hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | جميع المشاهدين خاب أملهم |
| Hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | لقد كان خائب الظن |
| Çok kez hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | .فقد خاب امله اكثر من مرة |
| Dana Walsh'a ifadesi karşılığında af çıkartmayacağım için hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | لقد خاب أمله أنني لن أمنح الحصانة (إلى (داينا وولش في مقابل شهادتها |
| Baban hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | خاب امل الدك فيك |
| Sadece düş kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | فقط خاب ظنه |
| Boyko, cidden hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | (بايكو)، خاب أمله. |
| Percy davranışından ötürü hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | بيرسي) خاب ضنه) لتصرفك |
| İngiltere'de hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | خاب أمل (إنجلترا) |
| - Hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | لقد خاب امله |
| Hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | لقد خاب ظنه |
| Hayal kırıklığına uğradı. | Open Subtitles | خائب الظن فحسب |