| Yoğun çekim güçleri yıldızı kırılma noktasına kadar gererler. | Open Subtitles | قوى جذبية هائلة تشدّ النجم إلى نقطة الانهيار |
| Endişeleniyorum Merlin. kırılma noktasına yaklaştı. | Open Subtitles | أنا قلقة، (ميرلين) انها قريبة من نقطة الانهيار |
| bir kırılma noktasına ulaşıyorlar. | Open Subtitles | يصلون الى نقطة الانهيار |
| Ona biriyle randevu ayarladığım için burada olduğunu sanıyor ama onu kırılma noktasına getirmek için yapabileceğin her şeyi yapmanı istiyorum. | Open Subtitles | يعتقد بأنه هنا من أجل موعد ولكن أريد منك أن تفعلي كل شيء ليصل إلى نقطة الإنهيار |
| Lawrence'ın kırılma noktasına yaklaştığını görüyordum. | Open Subtitles | وأعتقد أن لورنس كان قريب جداً من نقطة الإنهيار كان ذلك واضحاً |
| İkimizin ulusları da kırılma noktasına geldiler. | Open Subtitles | دولتينا وصلتا لحاله شديده من الإنهاك |
| Efendim, kırılma noktasına geldik. | Open Subtitles | سيدي؟ بلغنا نقطة الانهيار |
| Her aday zorlu şartlar altında kırılma noktasına kadar zorlandı sıcak soğuk tüm şartlarda. | Open Subtitles | كل مرشح تم دفعه لدرجة الإنهاك تحت ظروف قاسية جدا... الحرارة، البرودة... |