| Biliyor musunuz, Brennan'n Hollywood davasındna incelemem gereken kırıntı örnekleri var. | Open Subtitles | هناك فتات الصخور كله من جريمة هوليوود بريندان لينخل من خلالها |
| Maura bize kırıntı bırakmak için, onu ısırmış ya da burnunu yumruklamıştır. | Open Subtitles | لقد عضته أو لكمته على أنفه، شيء ما لتترك لنا فتات خبز |
| Etrafa kırıntı dökmesen olmaz mı? | Open Subtitles | هل يمكنك عدم نثر الفتات على السرير؟ لماذا؟ |
| Geçen hafta önlerine birkaç kırıntı atarak kurtulabildim ama bu sefer mükellef bir yemek isteyeceklerdir. | Open Subtitles | في الأسبوع الماضي استطعت أن أفلت بإطعامهم بعض الفتات ولكن الأن ستكون وجبة كاملة بالطبع |
| Endişelenme. Kocanın bir parçası bile burada olsa, memur kırıntı onu bulacaktır. | Open Subtitles | لا تقلقي ، حتى إن كان نصف زوجك هنا فسيجده الضابط (سكرابس) |
| Annem kırıntı'nın böyle sıçramasını hiç onaylamazdı. | Open Subtitles | أمى لم توافق أبداً على قفز سكرابس هكذا |
| Ben olsaydım, dört ısırıkta kırıntı bile bırakmazdım. | Open Subtitles | لو كنت أنا، أربع لقم ولا يبقى حتى فُتات! |
| Annen masada bir kırıntı bile bırakmazdı. | Open Subtitles | امك لم تترك ابداً كسرة خبز واحدة على الطاولة |
| Sen aldın diye, ben de bir tane aldım. Bir somun kırıntı yemek gibi bir şey. | Open Subtitles | تطلبون البيرغر، فأطلب البيرغر، أشبه بتناول فتات الخبز |
| Biliyorum çünkü kırıntı döküp tost teri bırakmışsın. | Open Subtitles | و أعلم هذا لانك غادرت و تركت بعضا من بقايا فتات الخبز و قطرات العرق |
| Yani, evimdeki isyan, masada kırıntı bırakmaktan ibaret. | Open Subtitles | الفوضى في منزلي , هو ترك فتات على الطاولة |
| Çok sessiz olacağını ve sadece kırıntı yiyeceğini söylüyor... | Open Subtitles | هي قالت سوف تكون هادئة جدا و ستأكل فتات الطعام فقط |
| Suratıma bu kırıntı yapışmış çünkü kırıntılarda böyle yapar. - Scorch! | Open Subtitles | وهذا الفتات يلتصق بوجهي لأن هذا مايفعله الفتات |
| Boş arazileri birkaç parça kırıntı için dolanan bir leşçi? | Open Subtitles | همجياً تجوب الأرض القاحلة بحثأ عن الفتات |
| ...buraya tıpış tıpış gelip kırıntı aramazdım. | Open Subtitles | أنا لن يكون الزحف إلى هنا بحثا عن الفتات. |
| Sütten yapılan krema, elindeki en yumuşak kırıntı. | Open Subtitles | الكريمة من الحليب، أنعم الفتات الذي نملكه. |
| Aferin, kırıntı. Yuvarlan. Yuvarlan. | Open Subtitles | جيد يا سكرابس تدحرج تدرحج |
| Aferin, kırıntı. Ölü gibi yat. | Open Subtitles | جيد يا سكرابس مثل وكأنك ميت |
| Otur kırıntı. Otur. | Open Subtitles | أجلس يا سكرابس |
| Kardeşim, bunlar kırıntı değil. | Open Subtitles | هذا ليس فُتات الفطيرة يا صديقي |
| Ben olsaydım, dört ısırıkta kırıntı bile bırakmazdım. | Open Subtitles | لو كنت أنا... ،أربع لقم ولا يبقى حتى فُتات! |
| Her kırıntı için mücadele etmelisin. | Open Subtitles | عليك أن تكافح من أجل كل كسرة خبز |