"kırmıştım" - Traduction Turc en Arabe

• كسرت
• كسرتُ
• حطمت
• وكسرت
• بكسر
• حطمتُ

17 yıl önce saygı duymam gereken birinin kalbini kırmıştım.
منذ 17 سنة كسرت قلب شخص كان يجب أن احترمه

Birkere sırf şişe kapağını açamadığım için kafamda kırmıştım, anlıyor musun?
لقد كسرت زجاجه فوق راسي ذات مره لاني لم استطع فتحها

Bir çeteyle dolaşıp,birçok kuralı çiğnemiş, ailemin kalbini kırmıştım.
جاريت جمهور قاسي، كسرت الكثير من القوانين وقلوب االمقربين لي

O karakolun merdivenlerinden düşüp köprücük kemiğimi kırmıştım.
كسرتُ عظمة الترقوة عندي عندما سقطت من درجِ هذه المحطة

Sırt üstü yüzmede okul rekoru kırmıştım.
حطمت رقم مدرستنا القياسي في السباحة بالظهر.

Boo Radley'in elma ağacından aşağıya düşüp kolumu kırmıştım.
وأتذكر عندما وقعت من على شجرة تفاح العجوز بو وكسرت ذراعى

Bir cam kırmıştım, onu fark ederse burada olduğumu anlar. Ne yapacağım?
لقد قمت بكسر نافذه هنا أن رأها سوف يعرف أننى هنا ماذا أفعل؟

Bir ayna kırmıştım, bir hafta sonra ailem boşandı.
في مرة كسرت مرآة و انفصل والداي في الأسبوع التالي

Bak, çünkü okuldaki en huysuz çocuğun burnunu kırmıştım.
أسمعي أعتقد أنني قد فعلت هذا لأنني كسرت أنف أكثر الطلاب لؤماً في المدرسة

Son sınıfta fen bilimleri binasında da bir cam kırmıştım.
ماذا ؟ كسرت .. كسرت زجاج نافذة مبنى العلوم

Bilirsin, bende 12 yaşımdayken patene binerken kolumu kırmıştım.
أتعرفين: كسرت ذراعي حين كان عمري اثنا عشر عاماً عندما كنت أمارس التزلج

Bir keresinde dilini boğazıma sokmaya çalışmıştı ve ben de burnunu kırmıştım.
إحدى المرات حاول إلصاق لسانه بحلقي وأنا كسرت أنفه

İki dakika önce kolunu kırmıştım. Ama gözleri bu olayı çoktan unutmuştu.
كنت قد كسرت ذراعه توّاً، بينما عيناه نست ذلك في لحظتها.

Craig, bir keresinde bir adamın kolunu 80 dolar için kırmıştım.
اتعلم يا غريج , لقد كسرت ذراع احدهم ذات مرة لاجل 80 دولار

Trav ve Laurie'yi banyoda yakaladığımda bileğimi kırmıştım.
كسرت معصمي عندما دخلت على تراف ولوري بالاستحمام

Birkaç ay öncesinde bacağımı çok kötü kırmıştım.
قبل بضعةِ شُهورٍ من ذلك فقط كسرتُ ساقي بطريقة سيّئة للغاية

Diğer bacağımı 15 yaşındayken kırmıştım.
لقد كسرتُ ساقي الأخرى عندما كنت في الخامسة عشر

Cam sehpayı ben kırmıştım.
لقد كسرتُ طاولة القهوة الزجاجيّة

Bir keresinde dört yaşındayken dayak yeme rekoru kırmıştım.
ذات مرة، حينما كنت في الرابعة من عمري، حطمت الرقم القياسي في تحمل الضرب.

Bir keresinde bir kız için bir adamın boynunu kırmıştım.
بعدما حطمت عنق رجل من أجل فتاه

Sonra ilk kez denge aletine çıkmam gerekmişti düşüp kukuş kemiğimi kırmıştım.
لذا في المرة الأولى التي ركبت فيها على لوح الميزان سقطت وكسرت عظم فرجي

Ben bir keresinde adamın tekinin penisini kırmıştım.
أوه ، لقد قمُت بكسر قضيب رجل مرة

12 yaşındayken kolumu kırmıştım.
عندما كنتُ في الـ12 من عمري حطمتُ ذراعي