| Üniversite eğitimi almamış bir adam olarak seçeneklerim kısıtlıydı. | Open Subtitles | و لشخص بدون تعليم جامعي خياراتي كانت محدودة |
| O zamanlar imkanlar kısıtlıydı ve siyasetçilerin ilgisini çekememişti. | Open Subtitles | وفي ذاك الوقت، كانت الموارد محدودة والاهتمام بالسياسة ضعيف |
| Doğru olabilirdi, ama ikimiz için de fırsatlar kısıtlıydı. | Open Subtitles | ربما هذا صحيح لكن بالنسبة لنا االفرص سوف تكون محدودة |
| Fiziksel kanıtlar da oldukça kısıtlıydı. | Open Subtitles | كما أن الأدلة المادية كانت محدودة للغاية. |
| Biliyorum ama seçeneklerimiz kısıtlıydı. | Open Subtitles | أعرف، ولكن خياراتُنا محدودة. |
| - Seçenekler kısıtlıydı. - Otele gitsenize. | Open Subtitles | خيارتنا محدودة - اذهب إلى فندق - |
| Kaynaklarım kısıtlıydı. | Open Subtitles | كانت لديّ موارد محدودة. |