| kısa süreliğine İngiltere'de küçük bir kilisede çalıştım. | Open Subtitles | لفترة قصيرة كنت أخدم في كنيسة صغيرة في انجلترا | 
| Ama kısa süreliğine, harika bir zamanlamayla, işe yaradı, değil mi? | Open Subtitles | لكن لفترة قصيرة لهذه اللحظة الرائعة من الزمن اتى بنتيجة ، اليس كذلك ؟ | 
| "Ama kısa süreliğine, harika bir zamanlamayla, işe yaradı, değil mi?" | Open Subtitles | لكن لفترة قصيرة لهذه اللحظة الرائعة من الزمن اتى بنتيجة ، اليس كذلك ؟ | 
| Bazen, ölümün ardından kısa süreliğine de olsa yaşam bilinci etkilerini barındırabiliyor. | Open Subtitles | أحيانا يمكنه حفظ فكرة وعي حي لوقت قصير بعد الموت | 
| Bazen, ölümün ardından kısa süreliğine de olsa yaşam bilinci etkilerini barındırabiliyor. | Open Subtitles | أحيانا يمكنها الاحتفاظ بفكرة وعي حي لوقت قصير بعد الموت | 
| Çan sesini duydular ama çok kısa süreliğine karşılık verdiler. | Open Subtitles | قليل من سحرة الدم سمعوا النداء لكن فقط لفترة وجيزة | 
| Diyelim ki yaklaşık olarak 8-10 milyon dolar kadar para, yeniden dağıtılmak için toplanmadan önce kısa süreliğine bankada tutulur. | Open Subtitles | دعنا نقول, في المتوسط، ثمانية إلى 12 مليون مخزنة في سردابنا لمدة قصيرة قبل أن يتم أخذه من أجل إعادة التوزيع. | 
| Ruhlar, insan bedenini kısa süreliğine ele geçirebilirler. | Open Subtitles | الجسم البشري لفترة قصيرة , إذا بقيت بالداخل هناك لفترة أطول | 
| kısa süreliğine tedavi merkezine geri dönecek ve eski haline dönmesi için ona yardım edecekler. | Open Subtitles | . أنه سوف يعود الى مركز العلاج لفترة قصيرة . وسوف يساعدونة ليعود على طبيعتة القديمة | 
| kısa süreliğine de bekleyemez misin? | Open Subtitles | هل يمكنك الأنتظار لفترة قصيرة ؟ | 
| Ritz-Carlton kadar rahat değil tabii. Ama kısa süreliğine idare eder. | Open Subtitles | ليس فندق (ريتز كارلتون) ولكنه مريح بما فيه الكفاية لفترة قصيرة | 
| kısa süreliğine hemşirelik okuluna gittim. | Open Subtitles | أنا ذهبت لمدرسة التمريض لفترة قصيرة | 
| kısa süreliğine bir yere gitmesi gerekti işte. | Open Subtitles | هو فقط بحاجة لأن يبتعد لفترة قصيرة أنت تعلمين... | 
| Ancak yine de uzun zamandan beri ilk defa dünyanın tersine dönmediği bir yer bulmuşlardı, yalnızca kısa süreliğine olsa da. | Open Subtitles | ومع ذلك، لأول مرة منذ وقت طويل، وجدوا مكاناً يبدو فيه العالم صحيحاً، ولو لوقت قصير. | 
| Tarifini Mısır'da öğrenmiştim, orada kısa süreliğine yılan oynatıcılığı yapmıştım da. | Open Subtitles | إنها وصفة تعلمتها في "مصر"، حيث عملت كملاعبة أفاعي لوقت قصير. | 
| Sadece kısa süreliğine. | Open Subtitles | انه فقط لوقت قصير | 
| Ne yazık ki bu kadar kısa süreliğine çalışmak üzere programlanmamış. | Open Subtitles | هي لم تبرمج للعمل لوقت قصير | 
| 1994'de Rwanda'daki soykırımın haberini yapmak için kısa süreliğine Saraybosna'dan ayrıldım. | TED | في عام 1994 ، غادرت سرايفو لفترة وجيزة لتغطية الإبادة الجماعية التي حدثث في رواندا. | 
| Ayrıca uydu ile bağlantımızı kısa süreliğine kesti. | Open Subtitles | كما تعطلت لفترة وجيزة وصلة قمرنا الصناعي الآمنة. | 
| Aslında şey, çömezken bir keresinde kısa süreliğine kuyruk bırakmıştım. | Open Subtitles | حسناً, نعم, أنت تعلمين.. فى الواقع لم أكن مثالياً لفترة وجيزة | 
| Ama ben kısa süreliğine Fransa'nın Prensi olarak kalacağım ve ziyafete benim de katılmaya niyetim var. | Open Subtitles | ولكن انا لدى الامير فى فرنسا لمدة قصيرة و فى نيتى ان استمتع بالوليمة | 
| O gün aptalca davrandığımı fark ettim ve ne olursa olsun, seni kısa süreliğine de olsa mutlu edebilmek için bir kaç şeyimi satabileceğimi düşündüm. | Open Subtitles | أشعر كأنني أخفقت من قبل، وأورد أن أريكِ أنهلايهممايحدث .. يمكنني التعامل مع أشياء رخصية لكي أجعلكِ تشعرين بتحسن لفترة مؤقتة | 
| Müzik öğretmeniniz kısa süreliğine sizden ayrı kalacak. | Open Subtitles | معلم الموسيقى في إجازة لفتره قصيره |