-Hadi canım kıskanma Tek fantazinin ben olduğumu biliyorum | Open Subtitles | هيا عزيزي، لا تغار تعرف أنك خيالي الوحيد |
kıskanma. Sen olmanı istediğimi biliyorsun. | Open Subtitles | لا تغار تعلم أنّي أتمنّى لو يؤول الأمر إليكَ |
kıskanma,senin yok diye, çünkü bu dostun kafesinden çıktı ve sinsi sinsi geri döndü! | Open Subtitles | سوف تكون غيوراً, لأن الكلب أُطلِق من قفصه و قد عاد |
Evet, ama diğer taraftan kıskanma konusundaysa, | Open Subtitles | نعم , لكن عن كوني غيوراً بتلك الطريقة الآخري ؟ |
Benim bir aşk hayatım var ama sen seninkinin içine ettin diye kıskanma şimdi. | Open Subtitles | أتعلم.. لا تكن غيور بسبب أنا لدي حياة عاطفية وأنت افسدت حياتك |
kıskanma. Seninle sürekli takılıyoruz. | Open Subtitles | لا تغاري منها،أنا وأنتِ نتسكعُ معاً طوال الوقت |
Sakın kıskanma. | Open Subtitles | لا تشعري بالغيرة. |
Biz eşleri kıskanma Kumandan. | Open Subtitles | لا تحسد الزوجات أيها الضابط |
Sarı bir lapadan ibaret olup kızı götüremediğin için kıskanma. | Open Subtitles | لا تغار لكونك تعجز عن السماع الخارق لأنّك وعاء عصيدة أشقر ضخم. |
Sarı bir lapadan ibaret olup kızı götüremediğin için kıskanma. Dua et de lapayı sevmiyorum. | Open Subtitles | لا تغار لكونك تعجز عن السماع الخارق لأنّك وعاء عصيدة أشقر ضخم. |
kıskanma ama... geçen sene eve geldiğinden beri göremiyorum onu biliyor musun, ama beklemeliyim, çünkü sıra bende. | Open Subtitles | لا تغار يا (بيلي) أتعرف ، لم أكن متحمسة هكذا منذ مباراة السنة القادمة بالطبع انتظرنا الكثير من الشهور لنراه مجدداً |
Benim işim var muhtemelen senin hiç olmayacak diye kıskanma. | Open Subtitles | -لا تغار من عملي |
Büyük adamlar getirdim diye kıskanma, Lloyd. | Open Subtitles | لا تكن غيوراً من استعانتي بالمتنفّذ |
O ceketleri kıskanma, Artie. | Open Subtitles | لا تكن غيوراً من تلكـ المعاطف يا " آرتي " |
kıskanma. Onun için özel biri değil. | Open Subtitles | لا تكن غيوراً هو ليس خاص بها |
Bir keresinde, buna aşık olma ve bunu da kıskanma talihsizliğine düştüm. | Open Subtitles | -و لسوء حظى أننى أغرمت بذلك فى يوم ما ، و كنت غيور عليه |
- Tatlım, kıskanma. | Open Subtitles | العسل, لا تحتاج إلى أن يكون غيور. |
kıskanma, bebeğim. Hiç de iyi görünmüyor. | Open Subtitles | لا تكن غيور عزيزي انه ليس بالشيء الجيد |
kıskanma, hepiniz evde kalmışsınız. | Open Subtitles | لا تغاري أنتن جمعياً غير متزوجات |
Altın yıldız kazandım diye, kıskanma. | Open Subtitles | لا تغاري مني لأني حصلت على نجمه ذهبيه |
kıskanma hemen. Sen de tatlısın. | Open Subtitles | لا تغاري فأنت جميلة أيضاً |
kıskanma, Margherita ama Ada hepimiz için bir anneydi. | Open Subtitles | لا أريدكِ أن تشعري بالغيرة يا (مارغريتا) ولكن بالنسبة لمعظمناً، فـ (آدا) كانت وستبقى أمّاً لنا |
İnsanları kıskanma. | Open Subtitles | لا تحسد الناس |
Bu, Jeff'in salak bir sebepten dolayı kıskanma anlarından biri. | Open Subtitles | (هذه إحدى المرات التي يشعر فيها (جيف بالغيره من شيء غبي |