| Zehirin, Kral'ın ordusu güney kıyısına geldiğinde onlar üstünde kullanılacak. | Open Subtitles | سُمك سنستخدمه على جنود الملك عندما ينزلون إلى الساحل الجنوبي. |
| Sesüstü hızda hareket eden bir cisim Birleşik Devletler'in doğu kıyısına doğru hareket etmektedir. | Open Subtitles | شيء كبير يحلق بسرعة تفوق سرعة الصوت باتجاه الساحل الشرقي من الولايات المتحدة. |
| Tepenin zirvesindeki o kırılmaya dokundum;... 1945'te, 200 kızın Amerikalıların eline canlı geçmektense el bombalarıyla intihar ettikleri hendeğin kıyısına dokunurken. | Open Subtitles | لقد لمست ذلك التمزيق في أعلى التلة كما فعلت على حافة الخندق عندما قامت 200 فتاة بإستخدام القنابل لينتحروا عام 1945 |
| Her biri bedenden çıkarılacak ve kobayı ölümün kıyısına getirecek. | Open Subtitles | سيتمّ إزالتها كلّها من الجسد، آخذةً العنصر إلى حافة الموت. |
| Mısırlılar Yahudiler'i, Kızıldeniz'in kıyısına kadar takip ederken onlar vazgeçmiş miydi? | Open Subtitles | هل يأس اليهود عندما قام المصريون بمطاردتهم عبر ضفاف البحر الأحمر؟ |
| Kanyon'un kıyısına gelen her beş milyon insandan sadece %1'inin merkeze indiğini biliyor muydunuz? | TED | هل علمتم أن لكل 5 مليون شخص يزور الحافة فقط 1٪ ينزل لقاع الأخدود؟ |
| Umman kıyısına yakın bu yer Hint Okyanusu muson bölgesinin tam sınırında yer alır. | Open Subtitles | هذا المكان بجوار ساحل عمان يقع على حافة مجال الرياح الموسمية للمحيط الهندي |
| Arabalarının sağa Nehir kıyısına döndüğünü gördüğümü mü soruyorsun? | Open Subtitles | تعني، رأيت سيارتهم تستدير لليمين على الضفة |
| İrlandalı dev, denize çok sayıda kaya fırlatarak İskoçya kıyısına köprü görevi görecek olan taşları yarattı. | TED | فألقى العملاق الإيرلندي ما يكفي من الصخور في البحر ليصنع جسراً من الحجارة يصل للساحل الاسكتلندي. |
| Belki bizi aldatıp, batı kıyısına veya Hawaii'ye saldıracaklar. | Open Subtitles | من الممكن ان يكون هذا بمثابه تمويه للهجوم على الساحل الغربى او هنا فى هاواى |
| Altın, önce deniz kıyısına oradan da Kırım'a gönderilmek üzere Folkestone treninin bagaj vagonuna yükleniyordu. | Open Subtitles | تم تحميل الذهب في عربةالأمتعةفي قطارفولكستون لشحنها إلى الساحل ومن هناك إلى كريميا |
| Dedi ki, "Genç adam, batıya git, ...ülkemiz doğu kıyısından, batı kıyısına doğru bir gelişim gösterdi." | Open Subtitles | فقال إذهب إلى الغرب أيها الشاب إلى الغرب هكذا تطورت بلادنا من الساحل الشرقي إلى الساحل الغربي |
| Deniz kıyısına gidemedik. Yol kapalıydı. | Open Subtitles | نحن لم نستطع الوصول إلى الساحل الطريق كان مغلق |
| ABD'in doğu kıyısına saldırmak için. | Open Subtitles | للهجوم على الساحل الشرقي للولايات المتحدة الأمريكية. |
| Bogota şehrini uçurumun kıyısına sürükledi ve Kolombiya hükümetine ihtar çekti. | Open Subtitles | وضع مدينة بوغوتا على حافة الخطر وحكومة كولومبيا في حالة تأهب |
| Sadece 70 yılda, bir facianın kıyısına doğru ilerledik. | TED | في غضون 70 عاما، وصلنا إلى حافة الكارثة. |
| Büyük büyük annem ve babam Nijer Nehri kıyısına çok yakın büyümüş. | TED | ترعرع أجداد أجدادي بالقرب من حافة نهر النيجر. |
| Ölmeden önce, karısı Merope'ye vücudunu şehir meydanına atmasını söyledi. Böylece sonunda Styks Nehri'nin kıyısına vurdu. | TED | فقد طلب قبل موته من زوجته ميروبي أن ترمي جثته في الساحة العامة، حيث تُغسل في النهاية على ضفاف نهر ستيكس. |
| Yaklaşık altı gün önce, borusu nehir kıyısına vurdu. | Open Subtitles | لقد وجدنا نفيره على ضفاف النهر، قبل ستة أيام |
| Seni geri getirmek için seni uçurumun kıyısına ittim. | Open Subtitles | وكان يجب أن أدفع بك من الحافة لأنقذك من جديد |
| Güney Amerika kıyısını Afrika kıyısına getirirseniz birbirlerine büyük ölçüde uyduklarını görürsünüz. | Open Subtitles | إذا وضعت ساحل أمريكا الجنوبية ملاصقاً لساحل أفريقيا ستري أنهما متكاملان إلي حد بعيد |
| Kuzeyliler geceleyin bizim bölgeyi boşaltıp... nehrin karşı kıyısına konuşlanmış. | Open Subtitles | بأن قوات العدو قد انسحبت من منطقتنا خلال الليل ... لتعزز مواقعها على الضفة الأُخرى من نهر برفيوم |
| Nehrin karşısındaki dağlara ya da, eğer mali güçleri yeterse, deniz kıyısına. | Open Subtitles | بعيدا على التلال الباردة المشرفة على النهر أو عندما يمكنهم تحمل التكاليف يرسلونهم للساحل |
| İzci onları buradaki nehir kıyısına kadar izledi ama izlerini bir hafta kadar önce suda kaybetti. | Open Subtitles | المقتفي تتبعهــم حتى ضفّة النهر هــذة لكنه فقد أثـرهـم في الماء قبل حــوالي إسـبوع |
| Şu hep bahsettiğimiz yolculuğa çıkmalıyız. Hani Kanada kıyısına... | Open Subtitles | يجب ان نقوم بتلك الرحله التى نقوم بها دائماً ، فوق سواحل كندا |