| Eğer ona durumu anlatırken böyle "poh" dersen kesinlikle kızacaktır. | Open Subtitles | بالتأكيد سيغضب إذا قلت حساء بهذه الطريقة |
| Onu götürmek için hazır olmazsan Sahip çok kızacaktır. | Open Subtitles | سيغضب السيد غضبًا شديدًا إن لم تكن جاهزًا للقيادة |
| İlerde ona söylemediğimizi anlarsa bize kızacaktır. | Open Subtitles | إن لم نخبره و عرف بعد ذلك، سيغضب جداً. |
| O çok kızacaktır. | Open Subtitles | ستغضب كثيراً |
| Başka? Eğer Blair beni görürse, çok kızacaktır. | Open Subtitles | إن رأتني (بلاير) ستغضب |
| O zaman ona doğruyu söyle, bir süre sana kızacaktır, sonra da affedecektir. | Open Subtitles | اذا اخبرها بالحقيقة.ستكون غاضبة عليك لبعض الوقت.ثم بعد ذلك ستسامحك |
| Sonra herşeyi yoluna koyması için Momo'yu aramamız gerekecek. Zamanını harcadığımız için de Momo çok kızacaktır. | Open Subtitles | سوف نرتب كل هذا مع (مومو)، يجب علينّا لا نفسد الأمر لأنه سيغضب. |
| Sonra herşeyi yoluna koyması için Momo'yu aramamız gerekecek. Zamanını harcadığımız için de Momo çok kızacaktır. | Open Subtitles | سوف نرتب كل هذا مع (مومو)، يجب علينّا لا نفسد الأمر لأنه سيغضب. |
| Şunu yemeyi kes artık. Tanrı çok kızacaktır. | Open Subtitles | توقف عن أكلها، سيغضب الحامي |
| - Evet. Henry, Epcot haftasonunu kaçırdığı için kızacaktır. | Open Subtitles | هنري) سيغضب لإضاعته) .(نهاية الأسبوع في (إبكوت |
| Ama çok kızacaktır. | Open Subtitles | لكنه سيغضب |
| Tanrılar bize kızacaktır. | Open Subtitles | ستغضب الإلاهة |
| Ah, ona siz söyleyin. Çok kızacaktır. | Open Subtitles | أخبرها أنت ستكون غاضبة جداً |
| Ah, ona siz söyleyin. Çok kızacaktır. | Open Subtitles | أخبرها أنت ستكون غاضبة جداً |