| - Sen ona bakma. Türkiye'de herşey mümkündür. Seni kaçakçılıktan suçlamayabilirler. | Open Subtitles | كل شيء محتمل في تركيا انهم قد لا يعاقبونك على التهريب |
| Adam Mary'ye elmasları almak için yaklaştığında onu kaçakçılıktan enseleriz. | Open Subtitles | وعندما يقترب الرجل هناكَ منها ويستحوذ على الألماس فسنقبض عليهِ بتهمة التهريب |
| Adamı kaçakçılıktan yakaladık ama silahının namlusu eğelenmiş yani elimizde onu cinayetle ilişkilendirebilecek hiçbir şey yok. | Open Subtitles | لقد ثبتت عليه تهمة التهريب لكن ماسورة سلاح قد بُردت فلا دليل لدينا على ارتكابه جريمة القتل. |
| Mason bu parayı kaçakçılıktan kazandı, ...kendi başına alarak riske girmek istemedi, ...sen aracıydın, ...tekneyi getirecektin, seni vuracaktı, ...1200 litre yanıcı metil-klorid pisliği temizlemeye yetecekti. | Open Subtitles | من المحتمل أن مايسون تعثّر في عملية تهريب النقود لم يرد المخاطرة بالسرقة بنفسه كنت أنت حلقة الوصل |
| Amerika Devleti sizi kaçakçılıktan kayda aldı. | Open Subtitles | إن حكومة الولايات المتحدة لقد كنت تهريب على الشريط. |
| Gizemli tekne patlamasında kaçakçılıktan şüpheleniliyor. | Open Subtitles | تهريب مشبوه في إنفجار" "مركب مجهول |
| kaçakçılıktan ötürü sekiz yıl yatmış. | Open Subtitles | أمضى للتو 8 سنوات في السجن بتهمة التهريب |
| Sekiz cinayet suçu kaçakçılıktan çok daha sağlam yapışır adamın yakasına. | Open Subtitles | إدانته بثماني تهم قتل ستكون أسهل بكثير من تهمة التهريب |
| Beni kaçakçılıktan tutuklayabilirler. Ellerinde aleyhime başka bir şey yok. | Open Subtitles | سيسجنونني بتهمة التهريب ليس لديهم شيء آخر ضدي |
| Hapishanede iki yıl. kaçakçılıktan. | Open Subtitles | قضيت سنتين في سجن ليفنورث بسبب التهريب |
| Bir dakika önce, suçlama kaçakçılıktan ibaretti. | Open Subtitles | منذ دقيقة مضت، التهمة كانت التهريب |
| - kaçakçılıktan tutuklusunuz | Open Subtitles | -أنت رهن الاعتقال بتهمة التهريب |
| Paul Winstone kaçakçılıktan tutuklandı. Karısı kaçtı. | Open Subtitles | تم إلقاء القبض على (بول وينستون) بتهمة التهريب وزوجته هربت |
| Tek yapman gereken Napier'a rozetini gösterip kaçakçılıktan tutuklu olduğunu söylemek. | Open Subtitles | وكل ما عليك فعله هو الإمساك بـ(نابيير) وإبراز شارتك وإخباره بأنه رهن الاعتقال بتهمة التهريب |
| kaçakçılıktan mı? | Open Subtitles | بسبب التهريب |
| Veya bir şeyleri kaçakçılıktan korumak içindir. | Open Subtitles | أو يحاول منع تهريب شئ ما |
| Önce bize Pablo'nun 1976 yılında kaçakçılıktan tutuklandığını söyledi. | Open Subtitles | في البداية أخبرنا بإنه تم إعتقال (بابلو) بتهمة تهريب المخدرات عام 76م |