| Ama, Thomas, o hiçbir zaman kiliseyi kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لكن يا ثوماس , تعلم انها لن تقبل الكنيسة ابداً |
| Mahkeme, evrakları akşam 8'den sonra kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لن تقبل المحكمة أية وثائق بعد الثامنة مساءً |
| Biz ona başka seçenek sunmadıkça çevresel olmadığını kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لن يقبل بأنّه ليس بيئيّاً ما لم نترك له خياراً |
| Ama Roma kanunları onun Katolik idealleri için öldürüldüğünü kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لكن القانون الروماني لن يقبل لقد قُتل من أجل الأفكار الكاثوليكية |
| Muhtemelen takası kabul etmeyecek. | Open Subtitles | علي الأرجح لن يوافق علي المبادلة |
| Daha iyi bir kamara teklif etseler kabul etmeyecek mi sanki? | Open Subtitles | هل سيرفض اذا عُرضت عليه غرفة أفضل؟ |
| Seni asla kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لن يتقبلك أبداً |
| - Hallie, gerçeği söylüyorum istifalarını kabul etmeyecek ve dava konusunda uzlaşmayacakmış. | Open Subtitles | هل لن تقبل الاستقالات و لن تسوي القضية |
| Burada seni kabul etmeyecek birçok aile var. | Open Subtitles | هنالك الكثير من العوائل التي لن تقبل بك |
| Ailesi onu kabul etmeyecek ya da onu öldürecekler! | Open Subtitles | عائلتها لن تقبل عودتها ... و عائلتك ستقتلها . |
| Bunu kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لن تقبل هذا |
| İngiltere bunu kabul etmeyecek. | Open Subtitles | (إنكلترا) لن تقبل بهذا |
| Şimdi internet sitesi videomu kabul etmeyecek. | Open Subtitles | يا رجل الآن موقع الأغاني الراقصة الأمريكي لن يقبل هذا الفيديو |
| Savcılık soruşturma bitene kadar bizden gelen talepleri kabul etmeyecek. | Open Subtitles | لن يقبل مكتب النائب العام أي طلبات منا قبل أن ينتهي التحقيق |
| Mimarlar artık o büyük kelimeler ve karmaşık çizimler kullanan o esrarlı yaratıklar değiller, siz de artık ne o şanssız toplumsunuz, ne de o daha önce görmediği bir şeyi kabul etmeyecek bir müşterisiniz. | TED | لم يعد المهندسون تلك المخلوقات الغامضة التي تستعمل كلمات مبهمة ورسوما صعبة، ولم تعودوا قط ذلك الجمهور المغلوب على أمره، ذلك الزبون الذي لن يقبل شيئا لم يره من قبل. |
| Rus, inşa ettiğin bu bedeni kabul etmeyecek. | Open Subtitles | هذا الجسد الذي تصنعينه... الروسي لن يوافق. |
| Bapu bize borç vermeyi asla kabul etmeyecek | Open Subtitles | أبي لن يوافق أبداً... ...إنه دائن |
| Şerif toplantısını yapmak üzere ve Winchester da imzalamayı kabul etmeyecek. | Open Subtitles | (عمدة البلدة) أوشك أن يعقد إجتماعه و(وينتشيستر) سيرفض التوقيع |
| Bu toplum seni asla kabul etmeyecek! | Open Subtitles | هذا المجتمع لن يتقبلك ابدا! |
| Fakat, asla ejderhaları kabul etmeyecek olanlar da var ve onları uzaklaştırmak için her şeyi yapabilirler. | Open Subtitles | ولكن هناك أولئك الين لا يقبلوا التنانين ويمكن أن يفعلوا أى شئ ليجعلوهم يرحلوا بعيداً |
| O noktaya bir daha asla erişemeyeceğini kabul etmeyecek. | Open Subtitles | و لن يتقبل ان النشوة الاولى قد رحلت ولن تعود أبدا |
| Ve hala onun bir Tanrı olduğunu kabul etmeyecek misin? | Open Subtitles | ألن تعترف أبداً بأنه إله ؟ |