| Ruslar, DHD'yi geçici olarak ödünç vermeyi kabul etmişler. | Open Subtitles | الروس وافقوا على إعطائنا الدي اتش دي بشكل مؤقت |
| Hayır efendim, bir Mısır bilimci. Kadını paylaşmayı kabul etmişler. | Open Subtitles | لا , سيدي , عالمة آثار مصرية أنهم وافقوا على اشراكها |
| Peter Talbott'un salatasının incelenmesini öne almayı kabul etmişler ve içinde eroin bulgularına rastlamışlar. | Open Subtitles | ان مختبر الجنايات وافقوا على إسراع الإختبارات على سلطة بيتر تالبوت وكان هنالك أثر لكمية من الهيروين فيها |
| Onlar bile delillerin kaybolmuş ya da yanlış dosyalandırılmış olabileceğini kabul etmişler. | Open Subtitles | أتعلم، تحدثت مطولاً مع مكتب (تشيزنك) وحتى اعترفوا أن الأوراق قد تكون فقدت أو حفظت بشكل خاطىء |
| Ve Zadie'ye saldırdıklarını kabul etmişler. | Open Subtitles | (وقد اعترفوا باعتدائهم على (زادي |
| Ne gibi durumlarda yapıyorlar, bilmiyorum ama beni de götürmeyi kabul etmişler... | Open Subtitles | من الواضح لا أعلم إن كانوا يفعلون ذلك كثيراً لكنهم وافقوا على اصطحابي أيضاً |
| Takası kabul etmişler. | Open Subtitles | لقد وافقوا علي التبادل |
| kabul etmişler! | Open Subtitles | ما الأمر؟ لقد وافقوا! |