| Çünkü erkeklerin kadınların işe alınmasını desteklemeleriyle, gerçekte kaç kadının profesyonel iş sahalarında işe alınmasının bir bağlantısı olduğunu keşfettik. | TED | لأننا اكتشفنا رابطا بين دعم الرجال لعمل المرأة وكم تُشغّل في الحقيقة من إمرأة في المجالات المهنية في تلك الدولة. |
| İmgesi hızla çoğalsa da, Kahlo'nun eserlerinin bütünü bizlere hayat, iş ve ikonun ardındaki kadının mirası hakkında basit gerçekler olmadığını hatırlatıyor. | TED | وعلى الرغم من انتشار صورتها، إلا أن أعمال كاهلو تذكرنا أنه لا توجد حقائق بسيطة عن حياة وعمل وإرث المرأة وراء الصورة. |
| O yüzden şimdi burada, bu kadının mektubunu beraber düzenleyelim istiyorum böylelikle, hikâyelerimizi gözden geçirip nasıl düzenleyebileceğimizi görelim. | TED | لذا ما أريد فعله هو أنني أريد كتابة رسالة تلك المرأة مع بعضنا، الآن، لأريكم أنه يمكننا مراجعة قصصنا. |
| Hamilelikler bir kadının hayatında mutlu ve doyurucu anlarla dolu zamanlar olarak bilinir. | TED | إن فترة الحمل من المفترض أن تكون سعيدة ومرضية في حياة أي امرأة |
| Burada küçük bir adamın ya da bir kadının yürüdüğünü görüyoruz. | TED | نرى هنا أن هناك رجلاً يمشي على طول، أو ربما إمرأة. |
| Çoğu kadının yaptığı diğer şey ise her şeyi yapmamız gerektiğini düşünmemiz. | TED | شيء آخر أن عديدًا من النساء نفكر بأن علينا فعل كل شيء. |
| Hey, telefonda kadının kurtulacağını sanıyorum demiştiniz. Hala öyle mi düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | قلت لى على الهاتف ان المرأة سوف تعيش, هل تعتقد هذا؟ |
| O kadının içinde ne fırtınalar koptuğunu tahmin bile edemezsin! | Open Subtitles | لن يمكنك أن تصدق ماكان يجري في داخل تلك المرأة |
| Ama bu kadının bir tahammül sınırı var ve kalemi senin kılıcından üstündür. | Open Subtitles | قم بخداعنا ولكن هذه المرأة هنا لديها حدود وقلمها أقوى من سيفك ياصديقى |
| Eminim o kadının dairesine giren biri, bir sürü şey öğrenebilir. | Open Subtitles | أثق من أنه يمكن تعلّم الكثير من دخول شقة تلك المرأة |
| Şu kadının dağa tırmanışını görmek için iyi para verirdim. | Open Subtitles | سوف أدفع الكثير من المال لأرى هذه المرأة تتسلق الجبل |
| Sarışın olmadıktan sonra bir kadının... gerçekten bir kadın olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | لا أظن المرأة قد تكون إمرأة فعلا إلا إذا كانت شقراء |
| Hiçbir kadının, şiddet içeren bir durumu durdurmaya çalışmak zorunda kalmasını istemiyorum. | TED | لا أريد أن تضطر أية امرأة إلى تقليل حدة أي حالة عنف. |
| Kılıcının ucu yıkımdan kaçmaya çalışan bir kadının ayağına değiyor. | TED | يتلاقى طرف سيفه بقدم امرأة أثناء محاولتها الهرب من الدمار. |
| Hiçbir kadının işlerime karışmasını istemiyorum. Bu benim için çok önemli. | Open Subtitles | لا أريد لأى امرأة أن تتدخل فى شئونى انه أمر حاسم |
| Sen sadece, bir kadının çok iyi bir şef olabileceğini kabullenemiyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط لا يمكنك تقبّل حقيقة أن تكون إمرأة طباخة ماهرة. |
| Öbür kadının benim için hiçbir anlamı olmadığını bilmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تعرفين أن النساء الأخرين لم يعنون الكثير لي |
| O yaşlı kadının ruhu hala oradaysa neden tadının değiştiğini öğrenemez miyim? | Open Subtitles | ،إذا كانت السيدة العجوز مازالت حية لم أكُن لأعرف لماذا تغيّر الطعم؟ |
| Bu kadının organlarını bekleyen üç eyaletten altı hastamız var. | Open Subtitles | لدينا ستة مرضى في ثلاثة ولايات ينتظرون أعضاء هذا المرأه |
| Genç bir kadının üç gün önce kaybolduğu rapor edilmiş. | Open Subtitles | سيدة أبلغ عن اختفائها منذ ثلاثة أيام أحدهم أبلغ هاتفيا |
| Ama kafandaki karışıklıklar bir kadının aniden hayatına girmesiyle son bulacak. | Open Subtitles | لكن تشويشك قريبا أن يجيء إلى النهاية الغير متوقعة بوصول الإمرأة. |
| Sanırım geçen sefer rapor ettiğim kadının Başkan Joo'yla özel bir ilişkisi var. | Open Subtitles | أعتقد أن الفتاة التي تحدثت عنها آخر مرة لديها علاقة خاصة مع الرئيس |
| Dört bekar kadının homoseksüel erkekler gibi davrandığı bir dizi. | Open Subtitles | أنه برنامج عن أربع نساء عازبات يتصرفن كأنهم رجال شاذين |
| Ona arka arkaya şunu hatırlat. Düğün sadece kadının istedikleridir. | Open Subtitles | فقط ذكره أن حفل الزفاف هي دائماً للمرأة وما تريده |
| Evde öldürülen kadının kocası da sokakta öldü. Ölüm Nedeni: | Open Subtitles | قتلت الزوجة في المنزل ومات زوجها في الشارع والسبب : |
| Bir kadının bunu idrak etmesini beklemiyorum ama ülkemiz sabotajcılarla dolu. | Open Subtitles | لا اتوقع من امراة ان تفهم ذلك ولكن وطننا يعج بالمتمردين |
| En ateşli şeyin 66 yaşında hamile bir kadının olduğunu söylüyorsunuz. | Open Subtitles | الشئ الأكثر أثارة على الأطلاق سيكون أمرأة حاملة بعمر 66 سنة |
| Ama Londra'da yalnız bir kadının tek başına ilerlemesinin kolay birşey olmadığını öğrendim. | Open Subtitles | لكني اكتشفت أن التجول وحيدة في لندن لم يكن أمراً سهلاً بالنسبة لامرأة |