| Tabutun yanına kadar gidip bu zavallı kadından özür diliyeceksin. | Open Subtitles | ستقترب من ذلك النعش وتقدّم الإعتذرا لتلك المرأة المسكينة المتوفاة. |
| Bu dünyaya geldiğim gibi gideceğim, pislik içinde bağırarak ve sevdiğim kadından koparılarak. | Open Subtitles | سوف أترك العالم كما دخلته متسخاً وصراخاً, و بعيداً عن المرأة التي أحبها |
| Bendeki can sihirli kadından doğma hiçbir erkek alamaz o canı! | Open Subtitles | حياتى محصنة بتعويذة سحرية ولا يمكن أن تستسلم لرجل ولدته امرأة |
| Yahudi bir kadından doğdu, ama hiçbir erkeğin eli değmedi. | Open Subtitles | جاء من خلال امرأة يهودية ولكن لم يمسسها رجل أبدا |
| Senin kadar tecrübeli bir kadından bunu duymak çok büyüleyici. | Open Subtitles | ذلك لطيف جداً. هذا حقا ساحر من إمرأة تقدمك السنين |
| Ne diyebilirim, bir kadından etkileniyorum o da başka bir kadından. | Open Subtitles | لا أدري ما أقول أنا مثير لجاذبية النساء اللواتي يحببن النساء |
| Dünyadaki 10 kadından dokuzu, hayatları boyunca en az bir çocuğa sahip oluyor. | TED | عالميًّا، تسع من كل عشر نساء سيُنجبن طفلًا واحدًا على الأقل في حياتهن. |
| Nihayet o gösterişli kadından, o küstah kızdan ve o hasta çocuktan kurtuldun. | Open Subtitles | أنت أخيراً تخلصت من تلك المرأة المتغطرسة وإبنتها سليطة اللسان وذلك الولد المريض |
| 1000 yen olsun, 2000 yen olsun bu zavallı kadından artık ne koparırsa. | Open Subtitles | سواء ألف أو ألفا ين، أو أي مبلغ يلهفه من هذه المرأة المسكينة |
| Kendine bir iyilik yap ve bu kadından uzak dur. | Open Subtitles | و أسدِ معروف إلى نَفسِكِ إبقي بعيدة عن هذه المرأة |
| Bana bu kadından bahsettiğinden beri tanıdığım kişiden çok uzak bir yere gidiyorsun. | Open Subtitles | منذ أن أخبرتني بخصوص هذه المرأة وأنت تتغـير أكثر وأكثر مما أعـرفك عليه |
| O yüzden 20 yıl önce bu kadından doğmaya karar verdim. | Open Subtitles | لذا مُنذ 20 عاماً , جعلتُ من نفسي مولودة لهذهِ امرأة. |
| Devil, bir kadından emir almanın zor gelebileceğini tahmin edebiliyorum. | Open Subtitles | موجوداَ معنا أتخيل صعوبة تلقي الأوامر من امرأة الفرق أنك |
| Şu teknoloji şirketine girerken ona yakandığımda bir kadından söz etmişti. | Open Subtitles | عندما أمسكتُ به بعد إقتحامه لشركة التقنية تلك، لقد ذكر امرأة. |
| Dönüp de tekrar gerçek bir kukla ustasıyla ev arkadaşı olabilmek için kontrol delisi bir kadından boşanmış değilim. | Open Subtitles | لا ، انا لم اتطلق من امرأة متحكمة فقط كي اتحول واصبح .. شريكا سكن مع سيدة دمى حقيقية |
| Herbir yarısı bir kadından meleğin doğuşu, fakat her ikisinede ait. | Open Subtitles | ولد لملاك في إمرأة نصف من الكل، لكن العودة إلى لا. |
| kadından doğan insanın günleri sayılı ve sıkıntılar ile doludur. | Open Subtitles | لرجل ولد من إمرأة خلال عدة أيام و مليء بالمشاكل |
| Soru şu ki, 3 kadından hangisini işe aldı ? | Open Subtitles | إذاً السؤال هو أي واحدة من النساء ستأخذ الوظيفة ؟ |
| Burada da gördüğünüz üzere, İran'da üst düzey konumdaki birçok kadından biri olan, Tahran Ulusal Müzesi müdürü Ardakani Hanım tarafından muhafaza edileceği yere yerleştiriliyor. | TED | هنا تظهر معروضة، موضوعة في صندوقها من طرف مدير متحف طهران الوطني، واحدة من العديد من النساء في إيران في منصب كبير جدا، السيدة أرداكاني. |
| Evet, o sırada bir iki vergi sorunundan kaçıyordu ve ödenmemiş çocuk nafakası beş farklı kadından, beş farklı çocuk. | Open Subtitles | أجل، في ذلك الوقت كان يُحاول تجنب بعـض المسـائل الضريبية وعدم دفع نفقة الأطفال لخمسة أطـفـال من خمس نساء مُختلفات |
| ...bir kadından emir almaya razı olduğundan emin olun. | Open Subtitles | تأكد من إنه مستعد أن يأخذ أوامره من أمرأة |
| O kadından nefret ediyorsun ve bir gün onu öldürecek kadar nefret edeceksin! | Open Subtitles | أنتِ تكرهين تلك المرأه وفى يوم ما ستشرعين في قتلها |
| Ama bir kadından bir şeyler almak istiyorsan, sen de bir şeyler vermelisin. | Open Subtitles | لكن ان كنت تريد الحصول على المزيد من امرأه فعليك ان تبذل المزيد |
| 120 kiloluk bir kadından geriye kalanları gösterebilirim. | Open Subtitles | بإمكاني أن أريك صوراً مما تبقى من مرأة وزنها 240 باونداً |
| Güçlü bir kadından korkan bir erkeği kim ister? | Open Subtitles | من سترغب فى رجل يخشى امراة قوية الشخصية؟ |
| Bu davayla bağlantısı olan, üzerine bir başkasının kanı bulaşmış bir kadından bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحدّث عن الإمرأة التي مربوطة إلى هذه الحالة، التي كان عندها دمّ شخص آخر عليها. |
| Oğlumun şu anda etrafında kadından başka bir şey yok. | Open Subtitles | ولدي ليس لديه أي شئ إلا إمرأه تحيط به طوال الوقت |
| Erkeğini çalan kadından intikam almak için yanıp tutuşuyordu. | Open Subtitles | خرافة دمها اللاتيني الساخن إلى انتقام الامرأة من سرق رجلها |
| Bu iki kadından biriyle 40, 50 yıl yaşayabilirsin. | Open Subtitles | والآن قد تعيش لأربعين أو خمسين عاماً مع احدى هذه المرأتين |
| Aynı kadından hoşlanıyor olabiliriz. | Open Subtitles | نحن يُمْكِنُ أَنْ كلاهما نَكُونَ مهتمّينَ في نفس الإمرأةِ. |