| Muhtemelen senin bildiğin kadar değil ama düşündüğün kadar da az değil. | Open Subtitles | ربّما ليس بقدر ما تعرف، لكن ليس قليلاً كما تعتقد. |
| Yardım edebileceğin insan sayısı kadar değil ama. | Open Subtitles | بالتأكيد ليس بقدر الذين يمكن أن تساعدهم. |
| 2002 kadar değil ama yine de iyilerden. | Open Subtitles | ليس بقدر 2002، لكن... بالتأكيد عام حيّد. |
| Çekip gittiğinizde bizim kızdığımız kadar değil ama. | Open Subtitles | ليس بقدر غضبنا عندما غادرتم جميعاً |
| Yeterli kadar değil ama orman hizmetleriyle konuştum videodaki ağaç türlerine bakarak o ağaçların buradaki 6 mil kare'lik alanda yetiştiğini söylediler. | Open Subtitles | ليس بقدر ما أودّ، لكنّي تحققتُ مع خدمة الغابة، هذه الأنواع من الأشجار في الفيديو ينمو مُعظمها في منطقة الستّة ميل مربع هذه. |
| - İstediğim kadar değil ama biraz tanırdım. | Open Subtitles | ليس بقدر ما أردتُ، لكن عرفتُه قليلاً. |
| Ne kadar ileri giderim bilemem annem kadar değil ama. | Open Subtitles | لأ أعرف لمتى ليس بقدر أمي |
| Muhtemelen sizin kadar değil ama demek istediğimi anladınız. | Open Subtitles | أشعر أنّني (مايك توملين) على الأرجح ليس بقدر ما تفعلون، لكنّكم فهمتم الفكرة |
| Oynamayı sevdiğim kadar değil ama... | Open Subtitles | ...ليس بقدر حبِّي للعبها، ولكن |
| Reeve kadar değil ama doğru mu? | Open Subtitles | ليس بقدر إثارة (ريفز) أليس كذلك ؟ |
| Onun ettiği kadar değil ama. | Open Subtitles | -أجل . ليس بقدر ما سيهمّ له. |
| Caleb kadar değil ama Hasarlı. | Open Subtitles | "ليس بقدر (كايلب) ، ولكنه "تالف |