| Korkarım ki, farklılıklarımızın bu kadar kolayca halledildiği günler bitti. | Open Subtitles | أخشى أننا تجاوزنا مرحلة تسوية خلافاتنا بهذه السهولة |
| Kürsüde o kadar kolayca yalan söyledi ki, belki başka konularda da yalan söylemiştir. | Open Subtitles | هي فقط كذبت بهذه السهولة على المنصة ربما هي كذبت بشأن أمور آخرى |
| Sizin konumunuzdaki bir bayana göre duygularınızı işinize bu kadar kolayca bulaştırmanızı dikkatsizce ve acınası buluyorum. | Open Subtitles | لكن أجده قذر و مثير للشفقة أن إمرآة في مكانتكِ تدع مشاعرها تضعف حكمها بهذه السهولة. |
| Kyushu'daki en büyük kaleyi indirmek... Bu kadar kolayca! | Open Subtitles | إشقاط اكبر حصن في كيوشو بهذه السهولة |
| Her sabah annenizin yanında uyandığım için ne kadar şanslı olduğumu düşününce her şeyin ne kadar kolayca gerçekleştiğine şaşırmadan edemiyorum. | Open Subtitles | عندما أفكر كم أنا محظوظ لأنني أستيقظ كل صباح بجانب أمكم لا يسعني إلا أن أقف مذهولاً من مدى سهولة حدوث الأمر |
| Seni ne kadar kolayca öldürebileceğimi biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعلم ما مدى سهولة قتلك؟ |
| Onu o kadar kolayca tamir edebilir miydim yani? | Open Subtitles | كان يمكنني إصلاحه بهذه السهولة ؟ |
| Benden o kadar kolayca kurtulamazsın. | Open Subtitles | لن تتخلصي مني بهذه السهولة |