| Onları tepeye götürdünüz ve kafalarına sıktınız, öyle değil mi? | Open Subtitles | أخذتوهم إلى التلال , وفجرتوا رؤوسهم , أليس كذلك ؟ |
| Yepyeni kotunuzu kafalarına bağlamak iyi bir fikir olurdu bence. | Open Subtitles | أعتقد أنها فكرة رائعة أن تربط بنطالك الجينز فوق رؤوسهم |
| kafalarına yeni fikirler soktuğun için teşekkür ederim Bert. | Open Subtitles | بيرت أرجوك ان تتوقف عن وضع تلك الأفكار في رؤوسهم |
| Basitçe çok fazla rastgele faktör var. Kazalar, doğum kazaları, insanların kafalarına bir şeylerin düştüğü kazalar, hastalıklar, vs. | TED | ببساطة هناك الكثير من العوامل العشوائية. الحوادث،حوادث الولادة، حوادث وقوع الاشياء على رؤوس الناس ، الامراض , الخ. |
| Evet, ama kafalarına giderse, sulanmış olarak. | Open Subtitles | نعم، لكنه قليل المفعول حتى لا يؤثر على عقولهم |
| kafalarına bir çift kesekağıdı geçirirsek... | Open Subtitles | ندخل رأسيهما في زوج من الحقائب الورقية البنية |
| kafalarına taşla vurup hafıza kaybına uğramalarını mı umuyorsun? | Open Subtitles | ستضربهم على رأسهم بحجر أملاً أن يصابوا بفقدان الذاكرة؟ |
| Kate, Jack ve Sawyer da gördü, kafalarına birere çuval geçirilmeden hemen önce-- | Open Subtitles | وكيت وجاك وسوير شاهدوا هذا ايضاً هذا قبل ان تلف رؤوسهم بالقماش |
| Ve kafalarına giremiyorsam yataklarına girmeye çalışırım. | Open Subtitles | وإن لم أستطيع اختراق رؤوسهم فسأحاول وأدخل أسرّتهم |
| Bu kese kağıdının ne işe yarayacağını bu beylerin ne yapacağını merak ediyorsanız, kafalarına geçirecekler. | Open Subtitles | الآن، في حالة تسائلكم من أجل ماذا تلك الحقائب ماذا سيفعل هؤلاء السادة المحترمين سيضعونهم على رؤوسهم |
| O Sarah, Timothy, ve Joe ile birlikte mutfakta ve elinde kafalarına doğrultuğu bir silah var. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بكل من,سارة, و ,تيموثى و جو مربوطين فى المطبخ والمسدس موجه إلي رؤوسهم |
| Sarah, Timothy ve Joe mutfakta kafalarına silah dayanmış haldeler. | Open Subtitles | إنه يحتفظ بكل من,سارة, و ,تيموثي و جو مربوطين في المطبخ والمسدس موجه إلي رؤوسهم |
| Belki henüz keşfedememişsindir diye söylüyorum, erkeklerin kafalarına biraz vurulması gerekir. | Open Subtitles | فقط في حالة ما إذا ،كنت تجهلين هذا يجب أن يُضرب الرّجال على رؤوسهم بالأشياء |
| Gümüş bir kazıkla kafalarına falan vurmamız gerek. | Open Subtitles | يجب أن نطلق على رؤوسهم بطلقات من فضة أو شئ ما |
| kafalarına kulaklık takarak farklı dilde bağırıp çağırmışlar. | Open Subtitles | سماعات على رؤوسهم يصرخون ويبكون .. بلغات مختلفة |
| kafalarına silah dayanmışken üzerimde rahat çalışabileceklerine emin ol. | Open Subtitles | أردت التيقن أنهم سيكونوا مطمئنين وهم يجرون تلك الجراحة لي وهناك سلاح مصوب نحو رؤوسهم |
| Ve kollarını çocukların.. kafalarına doğru uzatıyorlardı. | Open Subtitles | وكانن يحركن ايديهن بلطف فوق رؤوس الاطفال |
| Lawrence Bittaker ve Roy Norris (*) kurbanlarının kafalarına buz kıracağı sokar ve saplarını kırarlardı. | Open Subtitles | لورنس بيتاكر وروي نوريس قاموا بوضع معاول ثلجية في رؤوس ضحاياهم وكسروا المقابض |
| Oraya gidip, hareketleri öğrenip, kafalarına girip, muhabbeti kapmalısın. | Open Subtitles | يجب أن تذهب الى هناك، وتتعلم الحركات وتدخل في عقولهم وتتعلّم لغتهم |
| Diğer iki olayda çocuklar kafalarına darbe almışlardı. | Open Subtitles | في القضيتين الأخريتين الصبيين ضربا على رأسيهما |
| kafalarına şimdi sıksan umrumda olmaz. | Open Subtitles | انا لا أهتم بهذا, بإمكانك وضع رصاصة فى رأسهم الأن. |
| Benim için kafalarına göre bir rol çizdiler. | Open Subtitles | ويضعوني في الصندوق ريثما يريدوني، |
| Çocukların kafalarına bir şeyler sokuyor. | Open Subtitles | إنه يجعل الأطفال يستخدمون مخيلتهم |
| Boksörlerin kafalarına fazla darbe almaları yüzünden beyinleri çürümeye, dejenere olmaya başlıyor. | TED | يظهرعند تلقي الكثير من اللكمات على الرأس خلال الملاكمة مؤدياً إلى أضرار جسيمة في الرأس |