| Yarım kaşık şeker, bir kaşık süt ve biraz krema, işte kahven hazır. | Open Subtitles | نصف ملعقة شاي من السكّر، ملعقة واحدة الحليب، قطعة القشدة. قهوتك |
| Yarım kaşık şeker, bir kaşık süt ve biraz krema, işte kahven hazır. | Open Subtitles | نصف ملعقة شاي من السكّر، ملعقة واحدة الحليب، قطعة القشدة. قهوتك |
| Sevdiğin bir köprü bulursun... ve her gün kahven ve derginle oraya giderek nehri dinlersin. | Open Subtitles | وتحب واحد منها ومن ثم تذهب إلى هناك كل يوم مع قهوتك وجريدتك وتستمع إلى النهر |
| kahven çok güzeldi. | Open Subtitles | أنها تستحق الكثير أنتِ تصنعين قهوة جيدة جداً. |
| Bu akıllıcaydı, şimdi başka kahven yok. | Open Subtitles | تلك حركة ذكية، الان لم يعد لديك قهوه |
| Eğer senin kahven en iyisiyse, Diğerleri gerçekten berbat yapıyor olmalı. | Open Subtitles | إذا قهوتك أفضل، الآخرون حقا يجب أن يكونوا سيئين. |
| Sana kahven, ve seninle ilgili anlattığı şeyler hakkındaki gerçeği söylemeyeceğim. | Open Subtitles | لن أخبرك الحقيقة بشأن قهوتك و ما قالته عنك |
| Normalde o kahveyi icmiyorum senin kahven dokulurse diye aynisindan iciyorum. | Open Subtitles | إنها كذلك بشكل مذهل لن أشرب نفس القهوة في حالة انسكبت قهوتك |
| İlk olarak, kahven kâbus görmeme neden oluyor. | Open Subtitles | أولاً، قهوتك أصابتني بالكوابيس |
| kahven soğumadan içsen iyi edersin. | Open Subtitles | إشرب قهوتك المفضّلة قبل أن تبرد |
| kahven benden. İstersen bahşiş bırak. | Open Subtitles | سأسدد ثمن قهوتك ، أترك بقشيشا إن أردت |
| Bu arada kahven olmadan nasıl idare ediyorsun? | Open Subtitles | بالتحدث عن كيف حالك بدون قهوتك ؟ |
| Neden 1 litre şişede kahven olur ki? | Open Subtitles | لماذا قهوتك في قارورة بحجم 40 أونص؟ |
| Sanırım buraya leziz kahven için taşınmış. Sen de bir tane ister misin? | Open Subtitles | أعتقد أنها انتقلت إلي هذه المنطقة من أجل قهوتك اللذيذة هل تمانعين الحصول علي... |
| Sanırım kahven beni yere serdi. | Open Subtitles | أعتقد أن قهوتك حطمتني |
| kahven her zaman güzel. | Open Subtitles | قهوتك لذيذة دائما. |
| Peki hiç kahven var mı yoksa bu kıyıda sadece yeşil çay mı içiyorsunuz? | Open Subtitles | , هل لديكِ قهوة أم أنكم تتناولون الشاي الأخضر على الساحل الغربي؟ |
| Gwen, kahven hazır. | Open Subtitles | قهوة بالحليب خالية من الكافيين |
| kahven var mı, koyu olsun? | Open Subtitles | هل يمكنني الحصول على قهوة سادة؟ |
| kahven var mı? | Open Subtitles | هل لديكِ قهوه جديده؟ |
| kahven hazır. -Evet, biliyorum. | Open Subtitles | جهزت القهوه - أعلم - |
| - kahven burada. | Open Subtitles | - هنا قهوتُكَ. |
| kahven yatağın kenarında duruyor ve soğuduğuna eminim. | Open Subtitles | قهوتكِ موجودة بجانب السرير وأنا متأكدة أنها باردة |
| Isabel, kahven seni bekliyor. | Open Subtitles | لدينا الانتظار القهوة الخاص بك! مرحبا؟ |