| Gemide kalmak isteyenler, gemide kalabilirler. | Open Subtitles | أولئك الذين فقط يبقون فى السفينة ويشاهدون مرحباً بهم أيضاً |
| Hepsi güvenle kıyıya ulaştı. Ama yine de aylar boyunca aç kalabilirler. | Open Subtitles | إنهم جميعاً بأمانٍ على الشاطىء، لكن لعلهم يبقون متضورين جوعاً لأشهر. |
| Herkes kalıp çalışabilir, kalabilirler de ama sen kalamazsın. | Open Subtitles | الناس يمكنهم أن يعملوا وهم يمكنهم البقاء لست أنتَ |
| Şovdan sonra çocuklar lda ve Roy'la kalabilirler. | Open Subtitles | بعد العرض، الاطفال يمكنهم البقاء مع (إيد) و (روي). |
| İstiyorlarsa, kalabilirler. İğrençsin, biliyor musun? | Open Subtitles | لا تتحدثي إلى أصدقائي هكذا، يستطيعون البقاء إذا أرادوا |
| Kardeşlerin iyileşene kadar burada kalabilirler... ama o seni tutuklamaya geldi. | Open Subtitles | أشقاؤك يستطيعون البقاء هنا ... حتى يشفون ولكنه هنا للقبض عليك |
| Taşınmak zorunda değiller. Bir yıI daha kalabilirler. | Open Subtitles | ليس عليهم أن ينتقلوا يمكنهم أن يبقوا هنا لسنة |
| Kadınlar ve çocuklar evde kalabilirler. | Open Subtitles | "النساء و الأطفال يبقون في المنازل" |
| - Winchester'da kalabilirler ama seni sorumlu tutarım. | Open Subtitles | ربما يبقون في (وينشستر)، لكني أحملك المسؤولية |
| Hem burada kalabilirler demedim. | Open Subtitles | ولم اقل أبدا إنهم يبقون |
| Yarına kadar benimle kalabilirler. | Open Subtitles | يمكنهم البقاء معي حتى يوم غد. |
| Barker gidene dek Salt Lake'de Onbaşı Dolan'ın ailesiyle kalabilirler. | Open Subtitles | يمكنهم البقاء مع عائلة (دولانز) في "سولت لايك " إلى أن يرحل (لايك باكر). |
| Sorun değil. kalabilirler. | Open Subtitles | لابأس يمكنهم البقاء |
| Istedikleri kadar kalabilirler. | Open Subtitles | إنه... أعني، يمكنهم البقاء كما يريدون. |
| - Belki o zamana kadar sizinle birlikte kalabilirler? | Open Subtitles | - ربما يمكنهم البقاء معك حتى حينها؟ |
| Şu anki yakıtlarıyla ne kadar süre havada kalabilirler? | Open Subtitles | إلى متى يستطيعون البقاء جوا مع الوقود الذي بحوزتهم؟ |
| Yabancılar adada kalabilirler. | Open Subtitles | الغرباء يستطيعون البقاء على الجزيرة سنقوم بحمايتهم من المسوخ |
| Evde tek kalabilirler, sen bana uzaktan kumandamı ver, sonra ailenin yanına git. | Open Subtitles | إنهم يستطيعون البقاء في المنزل وحيدين أعطني جهاز التحكم، ثم عد لهم |
| Yani, sayaçları bittiğinde sonsuza dek orada kalabilirler. | Open Subtitles | عندما تنتهي علاماتهم يمكن أن يبقوا هناك إلى الأبد ؟ |
| Araştırmalarıma göre onlarca yıl faal durumda kalabilirler. | Open Subtitles | بحثي يشير أنهم يمكن أن يبقوا نشيطين لعقود |
| Tekrar su ile birleşene dek süresiz hayatta kalabilirler. | Open Subtitles | يمكن أن يبقوا كذلك للأبد حتى يترطبوا ثانية |