| Yanlarında kaldığım çift bu sabah Paris'e gitti. | Open Subtitles | الأشخاص الذين كنت أقيم معهم رحلوا إلى باريس هذا الصباح |
| Ama bana yardım etmelisiniz. Birlikte kaldığım iki adam beni gece gündüz çalıştırıyor. | Open Subtitles | لكن عليك مساعدتي، الرجلان الذان أقيم معهما يشغلانني ليلاً ونهاراً |
| kaldığım herhangi bir şehirdeki herhangi bir nottan haberdar olmak için iyi para veriyorum. | Open Subtitles | أدفع جيدا لأكون على علم بكل شىء مهم فى أىّ مدينه أمكث فيها |
| Burada kaldığım sürece beni bulmaları an meselesi. | Open Subtitles | كلما طال بقائي هنا تزداد فرص عثورهم عليَ |
| Öyleyse o gülünç prosedürünüzü uygulayın. Ben burada kaldığım sürece rahatsız etmeye devam edeceğim. - Bay Baader | Open Subtitles | إستمر في إجراءاتك السخيفة فطالما بقيتُ هنا سأزعجك |
| Sana yalan söylemek zorunda kaldığım için de üzgünüm. Amcamın söylediklerini yapmak zorundaydım. | Open Subtitles | وآسفة على كذبي عليك، تحتم عليّ فعل ما يقوله عمي |
| O zaman, uzak kaldığım süre içinde kardeşimin bir sanatçı olduğunu anladım. | Open Subtitles | وأدركت أنه في الوقت الذي كنت فيه بعيدا أخيقدأصبحفيه فنانا. |
| kaldığım yerin arka kapısından çıktım. | Open Subtitles | خرجتُ من الباب الخلفي لمقر إقامتي |
| Bakın, buna inanmayacaksınız ama kaldığım yerde elektrikler kesildi. | Open Subtitles | نعم، لكن لن تصدق ما حدث كانت الكهرباء مقطوعة حيث كنت أقيم |
| - Evet, ama kaldığım eve gidemeyiz. | Open Subtitles | نعم , لكن لا يمكننا الذهاب حيث أقيم حسنا , حسنا |
| Evet ama, kaldığım eve gidemeyiz. | Open Subtitles | نعم , لكن لا يمكننا الذهاب حيث أقيم حسنا , حسنا |
| Birlikte kaldığım adam, Carlos Jimenez, nerede olduğunu biliyormusunuz? | Open Subtitles | هل تعرف الشاب الذي أقيم معه كارلوس إكزامنيز، هل تعرف أين هو؟ |
| kaldığım yerde telefon var. | Open Subtitles | هناك هاتف بالشقة التي أقيم بها، كما تعلمين |
| kaldığım yerde telefon var. | Open Subtitles | هناك هاتف بالشقة التي أقيم بها، كما تعلمين |
| O Trevor,yanında kaldığım insanların çocuğu. | Open Subtitles | هذا هو تريفور , إنه ابن العائلة التي أمكث عندها |
| O Traver. Yanında kaldığım insanların çocuğu. | Open Subtitles | هذا هو تريفور , إنه ابن العائلة التي أمكث عندها |
| Ve burada kaldığım süre boyunca, bütün tutukluların çok iyi bir can yoldaşı olabileceğini anladım. | Open Subtitles | بالفعل ،مع إن مدة بقائي هنا كانت وجيزة قمت بتقدير قيمة الوفاق الذي وجدته مع زملائي |
| Onunla kaldığım için hem beni sevdi, hem de bana alındı. | Open Subtitles | هو يحبني ان ابقى و يحنق ايضاً من بقائي |
| ANBU'da kaldığım müddetçe yalnız değildim. | Open Subtitles | لو أني بقيتُ في الإنبو، ما كنتُ لأكون وحيدًا |
| Yapmak zorunda kaldığım en zor şey oydu. | Open Subtitles | كان ذلك أصعب شيء تحتم عليّ القيام بهِ. |
| kaldığım donanma oteli, sabah tadilat yapmaya karar vermiş, | Open Subtitles | مقر البحرية الذي كنت فيه قام بتدريب حريق مفاجئ |
| Burası kaldığım yer. Birkaç saat uzaklıkta. | Open Subtitles | هذا عنوان إقامتي على بعد ساعتين من هنا |
| İşe alınırken, sizin görüşleriniz çerçevesinde kaldığım sürece, karışmayacağınızı söylediniz. | Open Subtitles | حين حصلت على هذه الوظيفة قلت لى أنك لن تتدخل طالما بقيت بداخل إطار عملك |
| Seninle yaşadığım 40 yıl boyunca maruz kaldığım ikiyüzlülüğü düşünüyorum da. | Open Subtitles | كل النفاق الذى عشته أربعون سنة قد عشته معك |