| - Burada bulunmak için bir nedenin yoksa çöpün geri kalanıyla birlikte kaldırım kenarında beklemeni istemek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | سأضطر لأن آمرك بالانتظار على الرصيف بجوار القمامة قمامة؟ |
| Yolda değil, kaldırımda değil... kaldırım kenarında. | Open Subtitles | ليس على الطريق ليس على الرصيف ولكن بالمزراب |
| Sadece mağazadan sarkan turuncu bir uzatma kablosu ve kaldırım kenarında yarısı yenmiş bir ekmek. | Open Subtitles | مجرد سلك تمديد كهرباء برتقالي اللون يتدلى من المقبس ونصف كعكة مأكولة ملقاة على الرصيف |
| Ama buraya ilk geldiğinde, annenin kaldırım kenarında ölmesi hakkındaki üzüntünü dile getirmiştin. | Open Subtitles | حين أتيتِ أوّل مرة إلى هنا، أبديتِ رعباً كبيراً بشأن وفاة والدتكِ بمزراب |
| Herkes onu severdi ve kaldırım kenarında o şekilde ölmesi bir çöplük gibi... | Open Subtitles | لقد أحبها الجميع، و... أن تموت بمزراب بتلك الطريقة وكأنها قمامة، هذا... |
| ...kaldırım kenarında o şekilde ölmesi bir çöplük gibi... | Open Subtitles | أن تموت بمزراب بتلك الطريقة وكأنها قمامة، هذا... |
| - Eva'nın cesedini de bulabiliriz. Otopark idarecileri arabayı bu sabah Bronx'ta bir kaldırım kenarında terk edilmiş bulmuş. | Open Subtitles | وجدت السلطة وقوف السيارات أنها المهجورة هذا الصباح على على الرصيف في برونكس. |
| Onu bu sabah kaldırım kenarında dikilirken gördüm. | Open Subtitles | ولد صغير؟ كان يقف على الرصيف هذا الصباح |
| Ve kaldırım kenarında oturup ağladığımı hatırlıyorum. | Open Subtitles | وأتذكر فقط الجلوس على الرصيف أبكى |
| Sensiz ben kaldırım kenarında olurdum. | Open Subtitles | هيا. بدونكِ، لكنتُ على الرصيف. |