Lokavtın sona ermesi için oy kullanacaklar... adlarını söylediğimde sağ ellerini kaldıracak. | Open Subtitles | كل من يوافق على إنهاء هذا الإغلاق سيرفع يده عندما أنادي اسمه |
Lokavtın sona ermesi için oy kullanacaklar... adlarını söylediğimde sağ ellerini kaldıracak. | Open Subtitles | كل من يوافق على إنهاء هذا الإغلاق سيرفع يده عندما أنادي اسمه |
Kollarımı kaldıracak gücüm olsaydı, seni kucaklardım. | Open Subtitles | إن كانت لديّ الطاقة لرفع ذراعي ، لعانقتك |
Bir arabayı yerden kaldıracak kadar güçlü bir dev manyetik alan içindeyim. | Open Subtitles | إنني داخل حقل مغناطيسي كبير وقوي بما يكفي لرفع سيارة فارغة من سطح الأرض |
Ve ağzın köşesinde, üst dudağa yerleştirdiğimiz de uyarıldığında alt dudağı kaldıracak. | Open Subtitles | و سنضعها في زاوية الفم و الشفة العليا بجيث ترفع الشفة السفلى عندما تنقبض و تساعد على الكلام |
Yavrusu kutuplara yakın beslenme alanlarına yolculuğu kaldıracak gücü toplayana dek, anne 5 ay daha bu sularda mahsur kalacak. | Open Subtitles | الأمّ سَتَكُونُ محصورة هنا لمدة خمسة اشهر قادمة حتى يصبح عجلها قوي بما فيه الكفايةُ لتحمل الرحلة إلى مناطق الغذاء، قُرْب القطبين. |
Çünkü bunu kaldıracak kadar güçlü olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لأني ظننت أنك قويٌ بما يكفي لتتحملها |
Kafamı bile kaldıracak hâlim yoktu ama orada olmalıydım. | Open Subtitles | بالكاد قويت على رفع رأسي، لكنني احتجت التواجد هناك. |
Bu çiçeği al. Üzerindeki laneti kaldıracak. | Open Subtitles | اشترى هذه الزهور سترفع عنك اللعنه |
Tanrıya itaat edin yoksa elini nehrin sularına karşı kaldıracak. | Open Subtitles | أطِع الله أو أنه سيرفع يده ضد مياه النهر |
Tanrı'ya itaat edin yoksa elini nehrin sularına karşı kaldıracak. | Open Subtitles | أطِع الله أو أنه سيرفع يده ضد مياه النهر |
Büyük aslan avcılarına, erkekler kadehlerini kadınlarsa eteklerini kaldıracak. | Open Subtitles | سيرفع الرجال كؤوساً و يشربوا نخبنا و النساء ستتحاكى بقصتنا العظيمة عن قتل الأسد حسناً أنا لم أفعلها من أجل المجد |
Yeter bu kadar poz verip el salladığın. Elini kaldıracak kadar gücün olduğunu hepimiz biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم جميعا انك قوية بما فيه الكفايه لرفع ذراعك |
Kesinlikle MRI'a maruz kaldığında kalıntıları kaldıracak kadar manyetik alan oluşturacak kadar metal. | Open Subtitles | بالتأكيد معدن كافٍ لتوليد المغناطيسية اللازمة لرفع البقايا عند تعريضها للرنين المغناطيسي |
Evinizdeki yatağı kaldıracak dört dekoratif parça ve bir tekerlekli aparatla odanızdaki boş alanı kolayca iki katına çıkarabilirsiniz. | Open Subtitles | حسناً ، مع أربع حوامل لرفع سريرك الحالي وفراش واحد على عجلات يمكنك عمل غرفة مزدوجة |
Kocası büyülenmişse büyüyü kaldıracak olan kişi karısıdır. | Open Subtitles | أنت؟ عندما يكون الزوج مسحور فان الزوجة هى التى ترفع عنه السحر |
Yarım kiloluk bir çılgın, 550 kiloluk tembeli kaldıracak. | Open Subtitles | حقيبة تزن رطلاً من الجنون ترفع الف ومائتان رطل من الكسل |
Harika, ne sağlıklı bir yemek kötü bir gecenin sonunda ruhunu kaldıracak, değil mi? | Open Subtitles | سأكون قد جهزت له مكاناً كم هو رائع , أن وجبة مميزة ترفع معنوياتك |
Fakat, sizin ve seçilmiş partnerinizin bunu kaldıracak yeterli özelliklere sahip olacağını garanti edemem. | Open Subtitles | ما لا أعدكم به، هو إذا ما كانت... لديكم القدرة لتحمل هذا حتى النهاية... .. |
Çünkü bunu kaldıracak kadar güçlü olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | لأني ظننت أنك قويٌ بما يكفي لتتحملها |
Henüz ellerinizi kaldıracak gücünüz olmayabilir ama olsun, burada üç adet şampiyonluk golf sahamız var. | Open Subtitles | لن تكونوا قادرين على رفع أيديكم بعد ولكن، رائع! لدينا ثلاثة ملاعب غولف دولية. |
Evet, kaldırdı ama bu ufaklığa niye Aslan Kral'daki gibi ortadan kaldıracak şekilde bakıyorsun? | Open Subtitles | -نعم، صمد جيداً لكن لمَ يبدو عليك أنك سترفع هذا الولد في الهواء كما لو أنه كان ولي العرش؟ |
Böylece, bir gün diğerlerini ortadan kaldıracak kadar güçlenecek. | Open Subtitles | إلى درجه أنّهم فى يوم ما سَيَكُونونَ أقوياء بما فيه الكفايةَ لإبادة الآخرون |