| Bunun olması son derece imkansızdır, çünkü bunun bir Kale gibi görünebilmesi için onu düzenlemenin çok az yolu vardır. | Open Subtitles | انه فقط، بعيد الاحتمال جداً جداً لأنه يوجد هناك طرق قليلة جداً لتنظيم الرمال لتصبح مثل القلعة |
| Kale gibi bir karargahı var, ve orayı hiç terketmez. | Open Subtitles | هي لم تترك مقرها أبداً وذلك المكان مثل القلعة |
| Kahrolasι bina Kale gibi yapιlmιş. | Open Subtitles | هذا المكان الملعون مبني مثل القلعة |
| Ev Kale gibi. Ayrıca sadece 48 saatimiz var. | Open Subtitles | أنه مثل حصن نوكس ونحن لدينا 48 ساعة فقط. |
| Kendimizi bir ölüm kampında bulduk, Mauthausen denen bir toplama kampında, burası da bir Kale gibi inşa edilmişti. | TED | ووجدنا أنفسنا في معكسر إبادة، في معسكر اعتقال يسمى ماوتهاوزن، الذي بني مثل الحصن. |
| Arabalar, şehrin boğucu merkezlerinden uzakta, Kale gibi evlerin yükseldiği yeni kenar mahallelerini şekillendiriyor. | Open Subtitles | السيارات ساعدت على انشاء الضواحي حيث كل منزل بات كالقلعة يبتعد مسافة قصيرة وآمنة عن مركز المدينة الخانق حيث تصتف المنازل حول الشوارع الموصدة |
| Burası Kale gibi. | Open Subtitles | هذا المكان يشبه الحصن |
| Burası bana Beyaz Kale gibi görünmüyor. | Open Subtitles | هذا لا يبدو لي مثل القلعة البيضاء |
| Burası bana Beyaz Kale gibi görünmüyor. | Open Subtitles | هذا لا يبدو لي مثل القلعة البيضاء |
| Kale gibi bir yerden bahsediyorsun. | Open Subtitles | أنت تتحدث عن مكان التي بنيت مثل القلعة. |
| Tıpkı bir Kale gibi. | Open Subtitles | إنها مثل القلعة |
| Chicago, KSl genel merkezi Kale gibi. | Open Subtitles | مقر شركة (كي إس أي) في (شكياغو) مثل القلعة |
| - Kale gibi bir yer. | Open Subtitles | هو مثل القلعة. |
| Orası sıradan bir yer gibi durabilir ama Karl bir şey olduğunu anlarsa orayı bir Kale gibi kapatır. | Open Subtitles | المكان ربما يبدو مثل مكتب عادي ولكن حينما يلاحظ "كارل" ان هناك خطب ما سوف يغلقه مثل حصن |
| Felicity, burası Kale gibi resmen. | Open Subtitles | -فليستي)، هذا المكان مثل حصن) . |
| Orası Kale gibi, geri dönemeyiz. Bizi bekliyorlardır. | Open Subtitles | الشركة الآن مثل الحصن ، لايمكننا العودة هناك إنهم يتوقعون ذهابنا إلى هناك |
| Benim teknik ekipler odayı Kale gibi yaptılar. | Open Subtitles | لي زملائي في الفريق المتطور جعلوا تلك الغرفه مثل الحصن |
| Kara Kapı Kale gibi tasarlanmıştır ve biz tamamen kör durumdayız. | Open Subtitles | (بلاك غيت) كالقلعة من حيث التصميم، ونحن عميان بالكامل من الداخل. |
| O yer Kale gibi. | Open Subtitles | هذا المكان يشبه الحصن |
| Burası Kale gibi resmen. Duvarlar, güvenlik... | Open Subtitles | المكان مُحصن جداً، حوائط ورجال امن |
| Bu konak bir Kale gibi inşa edilmiş. Onlar kesin bir şey saklıyor. | Open Subtitles | أنها مصممة كحصن انهم بالتأكيد يخفيون شيئا |
| Bu yer bir Kale gibi. | Open Subtitles | هذا المكان كالحصن |