| Ev tanıtımlarına iki şey götürürüm. Uğurlu kalemim ve gülümsemem. | Open Subtitles | شيئان أحضرها للمنزل المعروض قلمي الجالب للحظ , و إبتسامة |
| kalemim sayfada garip bir hayvanın bir insan kolu şeklindeki ve yeşil bol bir kazak kolu giymiş burnu gibi hareket ediyor. | TED | قلمي يتحرك علي طول الصفحة كأنف حيوان غريب شُكل علي هيئة ذراع إنسان ويرتدي ملابس ذات أكمام لسترة فضفاضة خضراء اللون. |
| Evet evet, sen şunu unutma bu gazetede yayınlanacakları hala benim mavi kalemim seçiyor. | Open Subtitles | أجل، أجل، فقط تذكر بأن قلمي الأزرق لايزال يحدد ما يُكتب على هذه الصحيفة |
| kalemim artık Southern Comm'a ait. | Open Subtitles | قلمي الآن ملك لشركة الإتَصالات الجنوبيَة |
| Ama kalemim var. Bir kaç arama yaparım. | Open Subtitles | ولكن لدي قلم رصاص وسأجري بعض المكالمات |
| kalemim, olası bir dünyanın öykülerini yaratmaya başladı, hayalimde canlandırdığım bir dünyanın. | Open Subtitles | وأخذ قلمي ينشئ القصص عن عالم كيف كان يمكن أن يكون ـ عالم من تخيلاتي ـ |
| kalemim var. Ama kesinlikle kullanmayacağım! | Open Subtitles | أنا لديّ قلمي ولا توجد أي فرصة لإستخدامه |
| Sadece kalemim bitmiş, reçeteni yazmak için kalem almam lazım diyecektim. | Open Subtitles | لقد كنت سأقول إن قلمي لا يعمل و إنني أحتاج لقلم آخر لأصف لك جرعتك |
| "Durdurabileceğim korkularım olduğunda" "kalemim, dökülen beynimi toplamadan önce" | Open Subtitles | عندما راودتني المخاوف بالوقت التي كانت تراودني قبل ان يجمع قلمي اشلاء عقلي |
| Bir gün, matematik sınavı varken kalemim kırıldı, o da bana kendisininkini verdi. | Open Subtitles | كان لدينا امتحان في مادة الرياضيات و انكسر قلمي حينها فأعطاني قلمه |
| kalemim yok. Tony'nin kıçında. | Open Subtitles | سأعطبه لكِ إحتياطياً - تركت قلمي في مؤخرته - |
| Efendim, kalemim akıyor! | Open Subtitles | أستاذ, الحبر يتسرب من قلمي باستمرار |
| Ahlaki cüzamlı kolonisi. kalemim nerede benim? | Open Subtitles | مستعمرة للمجذومين أخلاقيا أين قلمي ؟ |
| Çok sevindim! Uğurlu kalemim nerede? | Open Subtitles | أحب ذلك , أين قلمي الجالب للحظ ؟ |
| Şuna bak. Eski üniversite kalemim. | Open Subtitles | انظري، قلمي الرصاص من أيام الجامعة. |
| kalemim hala sende. | Open Subtitles | ما يزال قلمي بحوزتك مستعدّة يا أمّي؟ |
| Bu benim defterim ve benim kalemim. | Open Subtitles | هذا دفتري وهذا قلمي |
| - Bu benim defterim. Bu benim kalemim. | Open Subtitles | هذا دفتري وهذا قلمي |
| Tamam, sana bir imza verebilirim ama kalemim biraz bozuk ve bu yüzden imzanın yarısını alırsın muhtemelen. | Open Subtitles | -حسناً, بإمكاني أن أدوّن لك توقيع ... لكن قلمي متهالك, ومن المرجح أنك ستحصل فقط على نصف الحرف الأول من إسمي أو ما شابه |
| Ödünç alabileceğin bir kalemim var. | TED | لدي قلم رصاص يمكنك إستعارته. |
| Tanrım! Hiç mi kalemim olmaz! | Open Subtitles | يا إلهي لم أملك قلماً يوماً |
| - EVet. Yani ben... Düşen kalemim. | Open Subtitles | نعم، حسنا، أنا , اسقط قلمى الرصاص |
| Komiser, benim not defterim ve kalemim, lütfen. | Open Subtitles | مفكرتي والقلم لو تسمح |