| Çünkü onun inadı ve açgözlülüğüyle kalmanın yol olmadığını anladım. | Open Subtitles | لأني لم أجد طريقة أخرى للبقاء حياً لأن إصراره وطمعه |
| O öldü. Bu bunakla kalmanın bir manası yok, Öyle değil mi? | Open Subtitles | لقد ماتُ.مفيش فايدة للبقاء مَع الإمرأة العجوزةِ. |
| Kış uykusu soğuk aylarda dağlarda hayatta kalmanın tek yolu değil. | Open Subtitles | لكن السُـبات ليس هو الأسلوب الوحيد للنجاة من الشتاء على الجبال |
| Sana tüm bunların neye mal olduğunu,.. ...bir hastanede kalmanın maliyetini biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أنّه كلّفكِ غالياً، إضافة إلى بقائك في المستشفى |
| Belki bir kız olmak cezaevinde kalmanın en iyi yoludur. | Open Subtitles | إذًا ربما كونك فتاة أفضل أسلوب لتبقى بعيدًا عن السجن |
| - Ne olursa olsun burada kalmanın senin için güvenli olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | فقط مهما حدث أنا لا أظن أن هذا المكان آمن لبقائك فيه |
| Hayatta kalmanın başına gelebilecek en iyi şey olduğunu söylediğimde hatalıydım. | Open Subtitles | كنت مخطئة حينما قلت ان البقاء على قيد الحياة أفضل وسيله |
| Benimle burada kalmanın ikimize de bir faydası olmayacağını biliyorsun. | Open Subtitles | بقائكِ هنا معي لن ينتج منه أي خير لنا سواء |
| Yalnız kalmanın sebebi de o olacak çünkü sen çirkin ve sevimsizsin. | Open Subtitles | انة صعب جدا. حسنا ,انة سوف يكون الامر الذي يبقيك وحيد لانك قبيح وغيرمبارك في الحقيقة , جيمي |
| Hayatta kalmanın tek yolu görünenin arkasına bakmaktır. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة لنبقى أحياء هي أن نستطيع رؤية الذي لا نستطيع رؤيته |
| Los Angeles'ta kalmanın daha iyi yolları var. | Open Subtitles | هناك طرق كثيره للبقاء في لوس انجلوس غير الوظيفه |
| Ayakta kalmanın tek yolu kendini nasıl yetiştireceğini bilmekti. Ben de bunu öğrendim. | Open Subtitles | الطريقة الوحيدة للبقاء هي أن تتصرف بحكمة و تتعلم بسرعة |
| Hayatta kalmanın zor olduğu bir ülkede büyüdüm ben. | Open Subtitles | كبرت في بلد حيث الصعوبة البالغة للبقاء حيا |
| Herzaman kredi al. Bu hayatta kalmanın ilk kuralıdır. | Open Subtitles | دائما تفتح حساب هذه قاعدتك الأولى للبقاء |
| Yakın ol, sıcak kal. Burada hayatta kalmanın ilk kuralı. | Open Subtitles | اقترب تتدفأ، القاعدة الأولى للبقاء حياً هنا |
| Ben seni örnek alıyorum. kalmanın bir sebebi olmalı. | Open Subtitles | أنا أتبع خيطاً وأعتقد لديك سبب للبقاء هنا |
| Belki de, aşkta ve savaşta hayatta kalmanın kuralı; dengeyi koruyabilmektir. | Open Subtitles | اعتقد انها فكرة الاساسية للنجاة في الحب و الحرب هي الموازنة |
| Hayatta kalmanın tek yolu ölene kadar ölü numarası yapmak, ahbap. | Open Subtitles | فقط سبيل واحد للنجاة لو مثلت دور الميت حتى يوم موتك |
| Anneannede kalmanın en güzel yanı neydi? | Open Subtitles | حسناً .. ماذا كان افضل جزء من بقائك مع جدتك ؟ |
| Hayatta kalmanın tek yolu da açlığına son vermen. | Open Subtitles | والطريقة الوحيدة لتبقى على قيد الحياة الآن بالتخلص مِن جوعك الخاص. |
| Toksinler kısmen tükenip, etkileri azaldıktan sonra yani hayatta kalmanın tek açıklaması bu. | Open Subtitles | مع تبدد السموم جزئيا كانت الآثار صامتة هذا هو السبب الوحيد لبقائك حياً |
| Birinin nefesini ensende hissederken hayatta kalmanın kolay olduğunu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | انتِ تعرفين أنه من الصعب البقاء على قيد الحياة عندما يريدون قتلك |
| Çatıda kalmanın iyi yönü buradan tüm dünyayı görebilirsin. | Open Subtitles | الشيء الجيد الآخر في كونك على السطح, هو أنك من هنا تستطيع أن ترى العالم. |