| Ya taş kalpli adinin tekisin ya da olanlarla yüzleşemeyecek kadar zavallısın. | Open Subtitles | إذاً إما أنّك وغدٌ بلا قلب أو أنّك أضعفُ من مواجهةِ الأمر |
| Soygun neyse de, birini soğukkanlılıkla öldürmek taş kalpli olmayı gerektirir. | Open Subtitles | السرقة شيء لكن اختيار شخص ذو قلب بارد لقتله بدم بارد |
| Tercihen Asyalı, çok esnek, altın kalpli altından kasığı olan birisi olsun. | Open Subtitles | يُفضل أن تكون آسيوية التراث مرنةٌ جداً، ذات قلب ذهبي ومنفرج ذهبي |
| Benim gibi aslan kalpli olan herkesin yapabileceği bir şeydi. | Open Subtitles | لم يكن شيئاً بالنسبة لأي شخص بقلب أسد أن يفعله |
| Misa, haydi suçlulardan arınmış, sadece iyi kalpli insanlarla dolu bir dünya yaratalım. | Open Subtitles | ميسا، لنبن العالم الجديد معًا.. عالم خال من الجرائم ومليء بأصحاب القلوب الطيبة |
| Peki, şu kalpli şekerlere ne diyorsun? | Open Subtitles | وماذا عن تلك الحلويات التي على شكل قلوب ؟ |
| Çünkü bütün sertliğin altında kocaman kalpli tatlı bir kadın yatıyor. | Open Subtitles | لأنه أسفل كل تلك المرارة توجد سيدة عذبة ذات قلب كبير |
| Tanrım gitmeden önce, lütfen bana iyi kalpli eş bulmamda yardım et. | Open Subtitles | إلهي قبل ذهابك، رجاءًا؟ ساعدني بالعثور على زوجة جديد، مع قلب كبير. |
| İnsanlar başarılı bir avukat göremiyordu ya da keskin zekalı ve iyi kalpli bir y kuşağı. | TED | كان الناس غير قادرين على رؤية محامية ناجحة أو فتاة إجتماعية ذات قلب طيب وخفة ظل |
| Kocaman kalpli zavallı bir adamdı. | Open Subtitles | خراف بورجوازية .لقد كان رجلاً طيّباً صاحب قلب كبير |
| Çoğumuzun şu ana kadar tanıdığı en muhteşem, tıka basa doymuş, kocaman yürekli zayıf kalpli ve kaygısız başbelasıydı. | Open Subtitles | الرائع، العظيم، ذو القلب الكبير، قلب ضعيف، كما إتضح، |
| Gücünü, senden daha nazik iyi kalpli, hayatında hiç kavga etmemiş birine kanıtlamak istediğin için mi? | Open Subtitles | لإثبات إنك أقوى من شخص مهذب ذو قلب نقي ولم يؤذي أحد أبداً طوال حياته؟ |
| Sadaka istemeye gelmedim, kaptan ama, asil kalpli birinin bana kulak vermesini isterdim. | Open Subtitles | لا أسأل عن الزكاة... لكن، بالأحرى، الأذن من رجل عطوف ذو قلب نبيل. |
| Çünkü şimdiye kadar senden daha büyük ve iyi kalpli birini tanımadım. | Open Subtitles | لأن عِنْدَكَ أكبرُ وأفضل قلب أكثر من أي شخص أعرفه |
| Korkarım saf kalpli birinin kalbi kötülüğü besler. | Open Subtitles | أعتقد أن هزيمة الشر المطلق تتطلب رجلاً بقلب نقى |
| Sakallı ve çabuk sinirlenen ama altın kalpli bir babası olan bir aile arıyorum sanırım. | Open Subtitles | أنا أبحث عن عائلة مع تحدى ربما أب يغضب سريعا بقلب من ذهب |
| Hassas ve kırık kalpli insanları kullanan bir düzine sahtekar. | Open Subtitles | إنهم حفنة من النصّابين الاستغلاليين للضعفاء و أصحاب القلوب المُنفطرة |
| Evet, onu buna anlatmak için 800 tane kalpli şeker gerekmiyor. | Open Subtitles | نعم , انت لا تحتاج 800 قطعه حلوى على شكل قلوب لتخبرها ذلك |
| İyi kalpli biri tarafından yazıldığı açık. | Open Subtitles | انها مكتوبةٌ بصدق بواسطة رجل ذو قلبٍ عظيم |
| Altın kalpli, çirkin bir kızla evli. | Open Subtitles | لقد تزوج من فتاة قبيحة ولكن قلبها من ذهب, |
| Dostum, hatun hakikatten "altın kalpli hırsız" rolünü iyi oynuyor. | Open Subtitles | يا إلهي، إنّها تبيع حقاً تمثيليّة "اللصّة ذات القلب الطيّب". |
| - Acaba güzel kahverengi gözlü, hafif yumurta kafalı, taş kalpli esmer hâlâ orada mı? | Open Subtitles | ان المرأة الجذابة ذات النظارات والتى فى يدها شنطة كبيرة والتى لديها قلبا باردا ماذالت هنا ؟ |
| İyi kalpli olduğumuz için Tanrı'ya şükret. | Open Subtitles | يعلم الرب، أن لنا قلباً كبيراً، أيها السكرتير. |
| İyi kalpli bir adam. Orada yaşamamıza izin verebilir. | Open Subtitles | إنها محكومة مِن قِبل ملك مسيحي , رجل رحيم وقَدْ يَسْمحُ لنا بالعَيْش هناك. |
| Anladığım kadarıyla Oz'a geldiğinizden beri diğer Müslümanları örgütlemeye başlamışsınız, bütün taş kalpli katilleri taş kalpli memnuniyetsizlere dönüştürmüşsünüz. | Open Subtitles | فهمتُ أنكَ من لحظة وصولِكَ لسِجنِ أوز بدأتَ بتنظيم المسلمين الآخرين؟ و تجعلُ قاتلين بقلبٍ حجري يعتنقونَ الإسلام |
| -İkisi de koca kalpli. -Güçlü iradeli ve | Open Subtitles | وقلب بو كبير وارادته قوية لكنه متهورا جدا, كقطة في سطل ماء |
| İri, korkusuz, altın kalpli. | Open Subtitles | لأنَّهُ ضخمٌ لا يهابُ أحداً ولديهِ قلبٌ صائنٌ لا مثيلَ له |
| Siz, leydim kibar ve iyi kalpli birisiniz. | Open Subtitles | أنتِ يا سيدتي فعلاً إمرأة صالحة و رحيمة |
| Öyleyse, senin gibi soğuk kalpli bir şirrete onu incitecek bir şeyleri neden söyleyeyim ki? | Open Subtitles | ولن يُقدم على فعلِ ما يضرني فلماذا أخبر امرأة باردة القلب أي شيءٍ سيضره؟ |