| kamp dağılmıştı. İnsanlar ölmüştü. Beyaz goril gibi bir yaratık vardı. | Open Subtitles | لقد رئينا المخيم محطم والناس موتى وغوريللا رمادية أو شيء ما | 
| Beni istediğiniz için teşekkür ederim. Benim kamp günlerim Taş Devri'nde kaldı. | Open Subtitles | ذهبت الى النوم بعيدا المخيم منذ فترة طويلة أنه كان العصر الحجري. | 
| Çoğu çocuk 12 yaşına gelmeden önce kanoya binmekten veya yıldızlı bir gökyüzünde kamp yapmaktan daha fazla kez Disney Dünyası'na gidecek. | TED | في السابق معظم اطفال سن 12 قد قاموا بزيارة عالم دزني أكثر بكثير من ركوبهم زورق أو التخييم تحت سماء مليئة بالنجوم. | 
| Dün gece biz kamp yaparken, rüyamda bebeği incittiğimi gördüm. | Open Subtitles | الليله الماضيه عندما كنا فى المعسكر حَلِمت أننى أؤذى طفلى | 
| Bu arada, Bayan Van de kamp, kocanızın vefatını duydum. | Open Subtitles | بالمناسبه ، سيده فان دي كامب سمعت عن موت زوجكِ | 
| Bu gece şurada kamp kuracağız gün doğarken de yola koyulacağız. | Open Subtitles | سوف نقوم بعمل مخيم الليلة هناك ومن ثم ننطلق مجدداً فجراً | 
| Yaklaşık on yaşındaydım ve babamla beraber New York eyaletinin kuzey kısmında vahşi bir alan olan Adirondack dağlarında bir kamp gezisindeydik. | TED | كنت فى العاشرة من العمر فى رحلة تخييم مع أبي فى جبال الاديرونداك وهي منطقة برية فى الجزء الشمالي من ولاية نيويورك. | 
| Halle Berry tüm çocukların yatmak istediği kamp müdiresi rolünde harika olur. | Open Subtitles | هالي بيري سيكون رائعا في دور امين المخيم الذي يريد الاطفال صداقته | 
| Adamlarınız silah bulundurmak ve saklamak hakkındaki... kamp kurallarını bilmiyorlar mı? | Open Subtitles | و رجالك يعرفون قوانين المخيم بشأن حيازة و إخفاء اسلحة, أليس | 
| Sen bu meseleyi halledinceye kadar kamp dışına çıkayım mı? | Open Subtitles | هل تريدني أن أبتعد عن المخيم إلى أن تهتم بالأمر؟ | 
| kamp malzemelerine bakıyoruz. Hava yatağının pompası nerede biliyor musun? | Open Subtitles | نبحث عن أدوات التخييم هل تعرف أين مضخة الفراش الهوائي؟ | 
| Bunun karşılığında, bu haftaki kamp gezisi için size programı vereceğim. | Open Subtitles | في المُقابل , سأعطيكم كتابكم المُقدس لـ رحلة التخييم هذا الاسبوع | 
| Ooh, peki ya hokey maskeli adamın tüm kampçıları öldürdüğü kamp alanı? | Open Subtitles | ماذا عن مكان التخييم حيث الرجل ذو قناع الهوكي يقتل كلّ المخييمين؟ | 
| kamp, Nazilerin Doğu Avrupa'yı fetih planıyla birlikte gelişen bir olgudur. | Open Subtitles | المعسكر نما جنباً الى جنب مع الخطة النازية لغزو أوربا الشرقية | 
| Ana kamp, acil yardıma ihtiyacımız var. Lütfen cevap verin. | Open Subtitles | قاعدة المعسكر ، نحن بحاجة إلى مساعدة أجيبوا من فضلكم | 
| Bree Van De kamp hayatını daima zarafet ve saygınlıkla yaşamak istedi. | Open Subtitles | بري فان دي كامب أرادت ان تعيش حياتها دائما برقي و كياسة | 
| Bree Van de kamp güçlü bir adam karşısında... kendini çaresiz buldu. | Open Subtitles | بري فان دي كامب وجدت نفسها دون حيلة في وجه رجل قوي | 
| Birinin beynini yediğim zaman, adamın beynindekiler beynimde kamp kuruyor. | Open Subtitles | عندما يأكل دماغ شخص ما، أنه يضع في مخيم لي. | 
| Metal kutu dolusu atık suyumuz varken kamp ateşini kim ne yapsın? | Open Subtitles | أجل، من يحتاج نار مخيم بينما لدينا صندوق معدني مملوء بالمياه المعالجة؟ | 
| Oh, hayır, bu sadece başkentteki ...kızkardeşime gidene kadar bir gecelik kamp. | Open Subtitles | كلا، هذا مجرد تخييم بالخارج لليلة، ثم سننطلق إلى شقة أختي بالعاصمة | 
| Gemiden ayrılmadan önce, kütüphanede kamp yapma eylemiyle ilgili âdetleri çalışmıştım. | Open Subtitles | قبل مغادرتي السفينة، استشرتُ مكتبة الحاسوب، للاطلاع على العادات المصاحبة للتخييم. | 
| Timsahtan yeteri kadar uzakta bir kamp kuralım ki onu korkutmayalım. | Open Subtitles | علينا أن نخيم بعيد بما يكفي بعيدأ عنه بحيث لا نخيفه | 
| Son gidişimde kamp büyümüştü, belki 4-5 bin kişi vardı. | TED | وخلال المرة الماضية، شهد المخيّم توسّعا، قرابة أربعة أو خمسة آلاف شخص. | 
| İşi aldığımda, başka bir çeşit kamp olduğunu düşünmüştüm . | Open Subtitles | عندما تقدمت للوظيفة ، تخيلت أنه نوع آخر من المخيمات | 
| Bir kamp alanı. Burada atom parçalamak mümkün müdür ki? | Open Subtitles | هذا موقع مخيّم أتظنّ أنّه ممكن حتّى تقسيم الذرّات هنا؟ | 
| İleride ışıklar var. Bir kamp olabilir. | Open Subtitles | هناك أضواء قادمة من بعيد قد يكون هذا مخيماً أو ما شابه | 
| Doğum gününü arkadaşlarıyla geçirmek istemişti bizimle kamp yaparak değil. | Open Subtitles | لقد أرادت قضاء عيد ميلادها مع أصدقائها، وليس بالتخييم معنا. | 
| Brokeback tepelerinde orman işletmesinin belirlediği kamp alanları ve tahsis edilmiş parseller var. | Open Subtitles | الأن في بروكباك حراس الغابة أصبح لهم مخيمات محددة و موزعة حسب التخصص | 
| Sana başka bir yerde kamp yapmalıyız demiştim. | Open Subtitles | أخبرتك نحن يجب أن نخيّم في مكان ما ما عدا ذلك |