| Bu bisiklet teli aracılığı ile bir eli ya da kancayı açıp kapamak ya da dirseği bükmek mümkün. | TED | وذلك الوتر السلكي بإمكانه فتح أو غلق اليد أو الخطاف أو حتى ثني المرفق. |
| kancayı geriye doğru çekersin, o da mermiyi fırlatır. Pıt! | Open Subtitles | تجذبين الخطاف و تضغطي الزناد فتنطلق الرصاصة |
| Tamamdır. kancayı çıkardık, hiçbir sorun yok. | Open Subtitles | و ها أنتم, لقد أزلنا الخطاف ولا يوجد أي ضرر |
| Komiser, uğraştığınızı biliyorum ama 30 kiloluk bir kancayı bu pisliğin içine daldırmak arabada bir delik açıp, boğulmasına sebep olabilir. | Open Subtitles | النقيب، وأنا أعلم أنت تحاول، ولكن إسقاط هوك 60 جنيه... في هذا الوحل قد ثقب حفرة في السيارة ويغرق لها. |
| Ama laboratuvar kancayı dört kadının hepsiyle eşleştirdi bunu doğrulanmış kabul et ve başın büyük bir belada. | Open Subtitles | لكن المختبر طابق الصنارة لاربع بنات، لذلك نعتبر أن المصادقة و أنت في خطر جسيم، |
| Bir tekne kancası buldum ve sadık duct tape ile kancayı destek olarak küreklere yapıştırdım. | TED | و فعلاً وجدت خطاف الزورق و شريط اللحام المتين و قمت بشق خطاف الزورق و إستخدامه كدعامه لألواح التجديف |
| kancayı gölden çıkardığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع تصديق انه اخرج الخطاف من البركه |
| Sen kancayı bile oraya atamadın. | Open Subtitles | نحن بالكد استطعنا ايصال الخطاف الى اعلى هناك. |
| O yüzden ben de o ustura gibi keskin dişlerin gerisine uzanıp onun yerine kancayı çıkardım. | Open Subtitles | لذا توجّب عليّ أن أتجاوز هذه الأسنان الحادة وأنزع الخطاف لأجله |
| Pekâlâ. kancayı çıkarmamızın vakti geldi. | Open Subtitles | حسنـاً مستعدين لاستخراج الخطاف من جسد الرجل |
| En kısa parmaklıkları kullanarak üçüncü kancayı yaptım. | Open Subtitles | صنعت الخطاف الثالث من أقصر قضيبين. |
| Kayıt yaptırırken kancayı fark etmemiştim. | Open Subtitles | لم ألحظ أبدا ذلك الخطاف حين وقع. |
| Bu arada, manyetik ışık kondansatiçine bu demir çubuğu ve kancayı takarak... zaman aracını da gerektiği gibi donatacağız. | Open Subtitles | حالياً ,سنزود عربة الزمن بهذا العمود و الخطاف... الموصل مباشرةً... إلى مكثف التدفق. |
| Bir an için, sandım ki şu şehir efsanesindeki elindeki kancayı oraya buraya sallayan şu adam... | Open Subtitles | لوهلة، حسبت أن تلك الخرافة الحديثة --عن الرجل ذي الخطاف يقف عند |
| Şu kancayı burun deliğine tak ve çek. | Open Subtitles | فقط ضع هذا الخطاف بأنفه واسحبه |
| Tom ona kancayı sapladığı için memnunum. | Open Subtitles | انا مسرور لان توم اعطاه الخطاف |
| Roger, dostum kancayı bana ver de kostümünü çıkar. | Open Subtitles | اعطني الخطاف يا رجل وانزع ملابسك |
| Bana bir söz ver. kancayı bana bırak. | Open Subtitles | عدني بشيء واحد دع هوك لي |
| ...sen de Nikki'yi aradın ve onu suçlamak için Grubstick'in verandasına kancayı bıraktın ama bu arada arkanda bir parmak izi bıraktığının farkında değildin. | Open Subtitles | لاطلاق سراحه و وضعتِ الصنارة في شرفة (غريبستيك) لتوريطه، |
| Kimileri, Fidalgo'nun hayaletinin metal kancayı duvarlarda sürüklediğini iblislere durmaları yalvardığını ama hiç durmadıklarını söyler. | Open Subtitles | البعض يقول أن هو شبح فيدالجو و سحب خطاف معدني له على طول الجدران، التسول الشياطين للتوقف، |
| Bu kancayı bana sapladığın ilk seferde bana zarar vermediğini öğrenmiş olmalıydın. | Open Subtitles | ظننتك تعلّمت مِنْ طعني بهذا الخطّاف أوّل مرّة إنّه لا يلدغ أبداً |