| Babamın Kandor'dan tek başıma ayrılmama hayatta izin vermeyeceğini biliyorsun. | Open Subtitles | تعرفين أن أبي لن يتركني أبدا أخرج من (كاندور) لوحدي |
| Süpermen "cam şişe şehri" Kandor'a yemeğe davet ediliyor. | Open Subtitles | حسنا هب أنه دعي إلى عشاء في "مدينة القنّينة" في "كاندور" |
| Neden benimle gelmiyorsun? Kandor'u korumak için burada kalmalıyım. | Open Subtitles | لابد لي من حماية (كاندور) أنت يجب أن تحمي البلورة |
| Kandor, Krypton gezegeninin baskenti. | Open Subtitles | انظري كوندور كانت عاصمة كوكب كريبتون |
| sise içinde Kandor sehri. | Open Subtitles | هذه مدينة كوندور المعلبّة |
| Binbaşı son hatırladığımız Kandor'daki savaştan önce kampta kan verdiğimiz. | Open Subtitles | آخر ما نتذكره أيها الرائد هو أخذ دمائنا قبل المعركة في (كوندور) |
| O cehennem deliğindeyken Kandor'un hala var olduğuna dair rivayetler duyum. | Open Subtitles | حين كنت في ذلك المكان البغيض، سمعت إشاعات أن (كاندور) ما تزال موجودة. |
| - Kara, Kandor'dan ayrılmamanı söylemiştim! - Benim hatam. | Open Subtitles | -كارا)، أخبرت أن لا تتركي (كاندور) ) |
| Ayrıca gizli Kandor Şehri'ni yönetiyorsun. | Open Subtitles | كما أصبحت قائد مدينة (كاندور) السّرية. |
| Kandor'dan çıkmak zorundaydım. | Open Subtitles | كان لا بد أن أخرج من (كاندور) |
| Öyleyse Kandor'un kurtarıcısı olacaksın. | Open Subtitles | ستكونين إذن منقذة (كاندور). |
| Şişedeki şehir, Kandor. | Open Subtitles | -إنّها مدينة (كاندور ) |
| Kandor'un Krypton ile birlikte patladığını sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت أن (كوندور) قد انفجرت (مع بقية كوكب (كريبتون |
| Kandor'un ilk çocuğu artık yok. | Open Subtitles | ما كان سيكون أول أبناء (كوندور) لن يكون |
| Son hatırladığımız Kandor'da kanlarımızın alındığı. | Open Subtitles | آخر ما نتذكره هو أخذ دمائنا في (كوندور) |
| İnsanlar Kandor'un barış içinde kalmasına asla izin vermeyecek. | Open Subtitles | لن يدع البشر (كوندور) بسلام |
| O zaman Kandor'un Kurtarıcısı olursun. | Open Subtitles | ستكونين منقذة (كوندور) |