| karanlıktı bayım ama o zamana kadar sizi fark ettiğimi düşünmüyorum. | Open Subtitles | كان الظلام دامس لكن لا اعتقد اني لمحتك في تلك اللحظه |
| 8 km/s hızla giderlerdi ve içerisi 105 derecede zifiri karanlıktı. | TED | تسير بسرعة خمسة أميال في الساعة وبالداخل كانت درجة الحرارة 105 درجة في الظلام الدامس |
| Çok karanlıktı, tek ışık kaynağı çatıdaki kocaman açık delikti. | TED | كان مظلماً جداً، و المصدر الوحيد للضوء كانت فتحة كبيرة في السقف. |
| İyi biliriz. Çok karanlıktı, o korktu. | Open Subtitles | نعرفه جيداً هذا المنزل , فقد كان مظلماً وهى كانت خائفة |
| Her taraf karanlıktı ve toprak sanki buzdan bir ten kaplanlar boşaldığında zincirinden! | Open Subtitles | كل شيء حولنا كان مظلم الصقيع وقتها كان يملأ الأرض كلها عندما فرت النمور من جحورها |
| Canlı canlı gömülmek gibi. Her zaman bunun gibi karanlıktı. | Open Subtitles | مثل أن تدفن حيا لقد كانت مظلمة دائما مثل هذا |
| karanlıktı. Bıçağını sağa sola sallıyordu. Peki ya bardan önce? | Open Subtitles | كان المكان مظلما و يلوح بسكين وقبل ذلك في البار؟ |
| Dairedeki bütün perdeleri kapatmıştım, yani gün ortasında bile içerisi tamamen karanlıktı. | TED | أغلقت جميع الستائر في الشقة و حتى في منتصف النهار كانت الشقة في ظلام دامس. |
| Adam sokağa indiğinde hava hâla karanlıktı. | Open Subtitles | عندما نزل الى الشارع , كان ما زال الظلام داكنا |
| Onun tıraş etmemi söylemiştiniz ve oda karanlıktı. | Open Subtitles | طلب منى ان احلق له وكان الظلام حالك فى تلك الغرفه العلويه |
| - Gördüğünüz gibi, zifiri karanlıktı... ve ben yarı uykudaydım, uyku ilacı almıştım çünkü camın kırılması ve alarm beni korkutmuştu | Open Subtitles | كان الظلام حالك وكنت نصف نائمة لأني تحت تأثير الأقراص وسمعت كسر الزجاج والإنذار |
| karanlıktı. Birşey göremedim. | Open Subtitles | اللعنة , المكان كان مظلماً . لم أستطيع رؤية أى شىء |
| Şey, karanlıktı ama evet, şişmandı. | Open Subtitles | كان الجو مظلماً لكن نعم، أعتقد أنها سمينة |
| Dünya karanlıktı, çünkü hiç ardıçkuşu kalmamıştı. | Open Subtitles | والعالم كان مظلماً لأنه لم يكن به أي طيور |
| Ortalık karanlıktı ve mahlûk camdan çok hızlı kaçtı. | Open Subtitles | كانن الجو مظلم , لقد قفز من النافذة بسرعة كبيرة |
| Uyandığımda karanlıktı. | Open Subtitles | لاتجنب برودة الثلج وقد انجرفت للداخل عنما اسيقظت كنت في مكان مظلم |
| O sadece küçük bir çocuktu ve hava çok karanlıktı. | Open Subtitles | لقد كان ولد صغير ولكن المكان كان مظلم جدا |
| O çok fazla köpek olduğunu söyledi. karanlıktı ve şok geçirmişti. | Open Subtitles | لقد قال هناك الكثير من الكلاب كانت مظلمة وهو في صدمه |
| ve gecelerim hep karanlıktı, akşamlarım hep o zamanlardaki gibiydi. | Open Subtitles | ومررتُ بليالٍ مظلمة للغاية ليالٍ دامت كل واحدة منهن لأيام |
| karanlıktı, ama eminim ki orada biri vardı... örtünün altında biri vardı. | Open Subtitles | كان مظلما لكني متأكد أن شخص ما كان معها تحت الأغطيه |
| Yer altında bir hücrede tutuldum, her gün 23 saat 45 dakika tamamen karanlıktı ve sonra korumalar gelirdi, normalde iki kişiydi. | TED | لقد أبقوني في قبو تحت الأرض، في ظلام دامس، لمدة 23 ساعة و 45 دقيقة كل يوم، ثم بعدها يأتي الحراس، عادة اثنان. |
| karanlıktı, düştüm, istememiştim. | Open Subtitles | لقد كان ظلاماً و أنا انزلقت لم أقصد فعل هذا |
| 20'li yaşlarda sarışın bir kızdı. Çok karanlıktı. | Open Subtitles | إنّما كونها شقراء، ربّما في العشرينات من عمرها أو نحو ذلك، وكان المكان مُظلماً. |
| Eylülde günbatımından sonra hava çabucak karardığından, şimdi etraf çok daha karanlıktı. | Open Subtitles | لقد أصبحت أكثر ظلاما الآن " "الليل يأتى سريعا فى شهر سبتمبر |
| Mayolarımız yoktu, o yüzden biz de çıplak yüzdük. Ama tamamen karanlıktı. | Open Subtitles | لم يكن لدينا ملابس سباحة، لذلك سبحنا عاريان وكان المكان مظلمًا بالكامل |
| Göremediğimi söyledim ya çok karanlıktı çünkü. | Open Subtitles | لقد أخبرتك لم أستطع الرؤيه لانها كانت مظلمه |
| Katil döndüğünde hava karanlıktı. | Open Subtitles | كان الوقت ليلاً حين عاد القاتل |
| Tabi vagon oldukça karanlıktı ve bana arkasını dönmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | بالطبع,كانت ظلمة فى العربة عندما أفكر فى الأمر,لقد ظل يعطينى ظهره |
| Oda karanlıktı. Sadece yerde uzanan belli belirsiz bir yığın gördüm. | Open Subtitles | ، الغرفة كانت مُظلمة رأيتُ فقط كومة مبهمة ملقاة على الأرض |
| Hava çok karanlıktı. Göz gözü görmüyordu. | Open Subtitles | هو كَانَ مُظلمَ جداً هناك، أنا لا أَستطيعُ أَنْ شاهدْ ملكَي يُسلّمُ جبهةَ وجهِي. |