| Önce, Tarih Bölümü'nün, sonra da tüm işlerin yönetimini devralmana karar verdik. | Open Subtitles | لقد قررنا أنك ستتولى أمر قسم التاريخ ، ثم كل العمل لاحقاً |
| Onu burada tutmaya karar verdik, değil mi memur bey? | Open Subtitles | لقد قررنا بأن نبقيه هنا الم تفعل ذلك ايها الضابط |
| Ama bulamadık ve o kadar ıslanmış ve üşümüştük ki saat 10'u geçiyor olmasına rağmen metroya binmeye karar verdik. | Open Subtitles | وكنّا بالفعل مُنقعين بالمطر وشاعرتين بالبرود، لذا قرّرنا في النهاية ركوب المترو، حتى ولو كان بعد الساعة الـ 10: 00. |
| Bu yüzden Twitter'da fotoğraf paylaşımına başladığımızda konum bilgilerini kapatmaya karar verdik. | TED | ولهذا السبب، عندما أطلقنا الصور في تويتر، قررنا أن نستثني المعلومات الجغرافيّة. |
| Balayımızı birkaç yıl ertelemeye karar verdik. | Open Subtitles | أوه، لقد قرّرنَا تَأجيل شهرِ عسلنا لسنتين |
| Biz de test kitapçıklarını işaretleyip öyle dağıtmaya karar verdik. | Open Subtitles | لذا , قررنا وضع علامة على كتب الإختبار التي وزعناها |
| En çok acı verecek yerden vurmaya karar verdik,... 1968 kobalt mavisi Camarosundan. | Open Subtitles | لقد قررنا أن نؤذيه في نقطة ضعفه في سيارته كابولت كامارو موديل 1968 |
| Eğer Josh'da kanser çıkarsa, bunu ona söylememeye karar verdik. | Open Subtitles | لقد قررنا للتو إذا كان لديه السرطان أننا لن نخبره |
| Aslında bu sabah bunun hakkında... bir deney yapmaya karar verdik. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد قررنا صباح هذا اليوم أن نختبر هذا الامر |
| Biraz farklı birşey yapmaya ve çok aşina olduğumuz lezzetleri dönüştürmeye karar verdik -- bu durumda, havuçlu kekimiz var. | TED | لقد قررنا ان نقوم بشيء مختلف وأن نقوم بتحويل للنكهات التي كانت شائعة جداً .. في هذه الحالة لدينا فطيرة الجزر |
| Sadece bir tahmine dayanarak hastayı öldürebilecek ilaçlar vermeye karar verdik. | Open Subtitles | لقد قرّرنا للتوّ إعطاء أدوية قد تقتل مريضة بناءً على تخمين |
| Sadece bir tahmine dayanarak hastayı öldürebilecek ilaçlar vermeye karar verdik. | Open Subtitles | لقد قرّرنا للتوّ إعطاء أدوية قد تقتل مريضة بناءً على تخمين |
| Fonksiyon bozuklukları üzerindeki çalışmamıza erkeklerde iktidarsızlıkla başlamaya karar verdik. | Open Subtitles | قرّرنا بدء عملنا عن الخلل الوظيفي لدى الذكور العاجزين جنسياً. |
| Ardından doğanın kullandığı aletin aynısını kullanmaya karar verdik ve bu kimyadır. | TED | وبالتالي قررنا أن نستخدم نفس الاداة التى تستخدمها الطبيعة، وهذه هي الكيمياء. |
| Ve yaşadığı korkunç acıların ışığında daireyi ona vermeye karar verdik. | Open Subtitles | وفي ضوء المعاناة الفظيعة التي مرّ بها، قررنا أن نعطيه إياها. |
| Michael, Janine ve ben bu anlamsız yarıştan uzaklaşıp hız kesmeye karar verdik. | Open Subtitles | مايكل جينين و أنا قررنا أن نذهب الى سباق الفئران سنسافر الى المغرب |
| Biz de Rohit'i onuncu sınıfa geçirmeye karar verdik. | Open Subtitles | ونحن قرّرنَا إلى ترقية لروهيت إلى صنفِ 10. |
| Çocuk sahibi olurkenki beklentilerimizle yaşadıklarımızın hiç alakası olmadığını hissettik. Böylece anne babalara gerçekleri göstermeye karar verdik. | TED | لقد شعرنا ان ما نخوضه هو أبعد ما يمكن أن يكون عما كنا نتوقعه لذا قررنا .. ان نعطي الصورة الصحيحة .. للآباء والامهات |
| Winslow'daki evsiz barınağını kapatıyorlar, biz de buraya taşınmaya karar verdik. | Open Subtitles | اه، فهي إغلاق ملجأ للمشردين على ينسلو، لذلك قررنا التحرك هنا. |
| Biz de buçocuklar için geceleri ders yapılacak bir okul kurmaya karar verdik. | TED | ولذلك فكرنا بإنشاء مدرسة في المساء للأطفال |
| 80'lerin Kısa Öyküleri kitabına almamaya karar verdik. | Open Subtitles | قررنا عدم إضافتها إلى المجموعة القصصية الخاصة بالثمانينات |
| Aynı kafada olamayacağımıza karar verdik. Kararımız değişmesin diye ayrılalım dedik. | Open Subtitles | إتفقنا على أن لا نتفق، هذا هو الشيء الذي إتفقنا عليه |
| Kardeşim ve ben her şeyi kontrol ettik. karar verdik. | Open Subtitles | أنا وأختي تفاهمنا على كل شيء لقد اتفقنا على ذلك |
| Konuştuk ve tedavimizi başka birinin yapmasını istemediğimize karar verdik. | Open Subtitles | ناقشنا الأمر, وقرّرنا إنّنا لا نريد أي شخص آخر يعالجنا. |
| Bir şeye karar verdik, o kadar. Bu, uzun ve zor bir iş. | Open Subtitles | نقرر شيئا, وهذا ما في الأمر نجن في هذا لمدة طويلة |
| Bu aşamada, bir şirket kurmaya ve bunu daha ileri götürmeye karar verdik çünkü belli ki bu sadece basit bir tıknaz iki ayaklı. | TED | الآن ، في هذه المرحلة ، فقد قررنا إنشاء شركة وتطوير هذا أكثر لأنه من الواضح أن هذا كان مجرد جسم قصير ذو قدمين. |
| Anne ile karar verdik ki neyi sevdiğimizi bilmediğimiz için her şeyi deneyebiliyoruz. | Open Subtitles | أمي وانا قد قررنا لأننا لا نعرف ما يعجبنا سوف نجرب كل شيء |