| İnsanın Karar vermesi bir şey, dile getirmesi ayrı şeydir. | Open Subtitles | أن يقرر المرء شيئا و أن يتحدث عنه شيئ آخر |
| Öyleyse aralarındaki ilişkinin ne olduğuna Karar vermesi gerekiyordu. | Open Subtitles | إذا يجدر به أن يقرر ما العلاقة التي بينهم. |
| Bu konuda Karar vermesi ölümüne karar vermesinden çok daha uzun sürmüştü. | Open Subtitles | لقد استغرق وقتا طويلا ليختار أكثر من الوقت الذي استغرقه ليقرر الانتحار |
| Bu gece yarısına kadar, uluslararası satranç kurallarına mı uyacak, yoksa ünvanından vaz mı geçecek, Karar vermesi gerekiyor. | Open Subtitles | ليقرر ما إذا كان سيلتزم وفقا للقواعد الدولية للشطرنج أو التخلي عن لقبه |
| Bu sahnede bir gencin soy ağacımızın bir yerlerinde sülalemizin bir noktasında yürek burkan bir Karar vermesi gerekti. | TED | إنه مشهد يتضمن شابًّا يافعًا، من أحد أفرع شجرة عائلتنا، من مكان ما في سلالتنا، كان عليه اتخاذ قرار ينفطر له الفؤاد. |
| Düzgün bir adam. Ölürse bel soğukluğundan ölür. Birinin zor bir Karar vermesi gerekiyor ama. | Open Subtitles | رجل محترم شخص ما عليه اتخاذ قرار صعب هنا |
| Ya da XYZ'nin başkanının, XYZ'yi satma zamanı geldiğine Karar vermesi gibi mi? | Open Subtitles | أو عن رئيس مجلس المجموعة تقرّر أن الوقت قد حان للتخلّص من المجموعة؟ |
| Bunları getirdim çünkü birisi, ...başka bir şeyle ilgilenirken araba sürmenin zor olduğuna Karar vermesi inanılmaz, sen bir şey yaparken süremez misin? | Open Subtitles | سأوضح لكم لأنّ أيّ شخص يستطيع أن يقرر إنّه من الصعب جدًا القيادة وهو يفعل شيء آخر |
| CEO'nun buna Karar vermesi hakkında hemfikir miyiz? | Open Subtitles | هل بإمكاننا أن نتفق بأنه لعل المدير العام أن يقرر ذلك؟ |
| Kalacağına mı yoksa gideceğine mi Karar vermesi gereken sensin. | Open Subtitles | إنه أنت من يجب أن يقرر إما أن تبقى أو تذهب |
| Bu konuda karı kocanın birlikte Karar vermesi çok güzel. | Open Subtitles | جميل أن يقرر الزوج والزوجة معاً |
| Birisinin onun için doğru olup olmadığına babanın Karar vermesi gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يجب أن يقرر والدك من هي الأنسب له؟ |
| Bu gemideki herkesin Karar vermesi gerekiyor. | Open Subtitles | كل فرد من هذا الطاقم يجب أن يقرر |
| Buna Hrothgar'ın Karar vermesi gerekir. | Open Subtitles | انه لهورث جارتو ليقرر |
| Rumspringa döneminde müziğe olan sevgisinin inancını terk etmek için yeterince güçlü olup olmadığına Karar vermesi için onu cesaretlendirdim. | Open Subtitles | (نصحته بأن يستخدم مرحلة(الرمشبرينغا ليقرر ما إذا كان ولعه بالموسيقى قويّ بما فيه الكفاية بالنسبة له ليقرر ترك ديانته |
| Ve o insanın bir Karar vermesi gerekti-- yolun ortasında yatan bir adama yardım etmek mi yoksa parayı alıp kaçmak mı. | Open Subtitles | وذلك الشخص كان عليه اتخاذ قرار |
| Ama tabiki bu onun bir Karar vermesi için yeterli değildi, | Open Subtitles | ولكنّ ذلك لم يكن كافياً لإيقافها ...أخيراً من اتخاذ قرار |
| Başbakan Rabin'in Karar vermesi gerekiyordu. | Open Subtitles | كان على رئيس الوزراء "رابين" اتخاذ قرار |
| Ya da XYZ yönetim kurulu başkanının XYZ'yi kapatmaya Karar vermesi mi? | Open Subtitles | أو عن رئيس مجلس المجموعة تقرّر أن الوقت قد حان للتخلّص من المجموعة؟ |