| Ona bir şans vereceğinize söz vermedikçe karavanından dışarı adım atmayacak. | Open Subtitles | لن تخرج من مقطورتها ما لم تعدها بفرصة لتقديم البرنامج |
| Belki de sana ayak uyduramamaktan korktuğu için karavanından çıkmamıştır. | Open Subtitles | أعتقد أنها ربما لم ترد الخروج من مقطورتها لأنها كانت خائفة أنها لن تضاهيك |
| Ama dün kumsalda bir sürü insan vardı. Herhangi biri onu karavanından çalmış olabilir. | Open Subtitles | لكنّ كان الكثير من الناس بالقرب من الشاطئ أمس، لذلك يمكن أيّ أحد سرقتِها من المقطورة |
| Biz hazırız ama, o karavanından çıkmıyor. | Open Subtitles | نحن جاهزون للتصوير -إنها لا تخرج من المقطورة |
| Vampir avcısının karavanından aşırdığım bazı kişisel eşyalar. | Open Subtitles | بعض الأغراض الشخصيّة التي أخذتها من مقطورة صيّاد مصّاصين الدماء |
| Sen bagaj karavanından sorumlusun. | Open Subtitles | أنت مسؤول عن مقطورة المتاع. |
| karavanından çıkmıyor ve biz de oraya girmeye korkuyoruz. | Open Subtitles | لا يريد الخروج من مقطورته ونحن, كما تعلم, خائفون من الذهاب إلى هناك ...لذا |
| Ruthie'nin hala karavanından çıkmaması çok garip. | Open Subtitles | أمر غريب أن (روثي) لم تخرج من مقطورتها لحد الآن. |
| Stüdyoda bir yarışma programı. Ama Tina Harvey karavanından dışarı adım atmıyor. | Open Subtitles | وهو عرض ألعاب في الساحة وترفض (تينا هارفي) الخروج من مقطورتها |
| Ayrıca Darnell'de kaçmamıza yardım etmek için karavanından bir şeyler verdi. | Open Subtitles | و ( دارنيل ) أيضاً كان لديه بعض الأشيـاء التي قد تساعدنا على الهرب في المقطورة |
| James'in karavanından aldığın eserle. | Open Subtitles | القطعة اﻷثرية من مقطورة جايمس |
| Gaia'nın karavanından toplanan fatura ve fişlerde onun adına rastladık. | Open Subtitles | وجدنا إسمه على الإيصالات والفواتير (التي حصلنا عليها من مقطورة (جايا |
| Timo'nun, Willa'nın karavanından ayrıldığını gördüm. | Open Subtitles | رأيت (تيمو) يغادر مقطورة (ويلا). |