| Kaliforniya, Oregon ve neydi o yukarıdaki, onları kastettim? | Open Subtitles | قصدت كاليفورنيا، أوريغون وما هي تلك التي على القمة؟ |
| - Ben başka pislikleri kastettim. Beni döven pislikleri. | Open Subtitles | قصدت السفلة الآخرين الذين تعرَضت للضرب من قبلهم |
| Soyadını kastettim. Benim adımı almak hoşuna gider diye düşündüm. | Open Subtitles | لقد عنيت اسم عائلتك،ظننت أنك تريد مني وهبك اسم عائلتي؟ |
| Evlenmek istemiyorum dediğimde, Sadece bunu kastettim. | Open Subtitles | عندما قلت اني لا اريد الزواج, عنيت ذلك وبس |
| Hayır, mekanı kastettim. Vajinayı tahmin etmiştim. - Beaver Creek. | Open Subtitles | لا , انا اقصد الموقع بيفر كريك في المقعد الخلفي للسيارة ؟ |
| Aslında bir kızın başarılı olmak için erkek gibi üniversiteye ihtiyacı olmadığını kastettim. | Open Subtitles | إذن، ماكنت أعنيه هو أنّ الفتاة ليست بحاجة لدراستها كالفتى من أجل تأمين مستقبلها |
| - Daha çok, önemsediğin ve anlamlı bir ilişki kurmayı kastettim. | Open Subtitles | حسناً ، ما قصدته هو أن تنخرطي في علاقات ذات مغزى |
| - Ben bebeği kastettim. - Bende seksi anneyi. | Open Subtitles | ــ قصدت الطفل الصغير ــ قصدت الأم المثيرة |
| Ama ben farklı türde arkadaşlığı kastettim... yani evime giremeyen şekilde özel arkadaşları. | Open Subtitles | نعم، نعم، قصدت أصدقاء بطريقة أخرى بطريقة خاصة تعني أنّه لا يمكنكم المجيئ إلى بيتي |
| Geceleri araba sürmek ya da bir şeyi üflemeden yemek gibi şeyleri kastettim. | Open Subtitles | لقد قصدت كالقيادة في الليل أو أن آكل شيئاً حاراً بدون أن تنفخي به أولاً |
| Onun inatçı bir alçak olduğunu kastettim. Ölüp ölmemesi umurumda değil. | Open Subtitles | قصدت فقط أنه وغد عنيد ولن أهتم حتى إذا مات |
| Kıyafetlerini kastettim. | Open Subtitles | قصدت ملابسك، أنت ترتدي الكثير من الملابس |
| Hayır,kahretsin,ben dediğimi kastettim işte. | Open Subtitles | لا ، لقد قلت ما عنيته لقد عنيت ما قلته ، تباً |
| Travma sonrası stres bozukluğunu kastettim. | Open Subtitles | عنيت فيما يخص الكرب مابعد الصدمة. حسنا. نعم. |
| Geçen gece söylediğim her kelimeyi kastettim. | Open Subtitles | لقد عنيت كل كلمة قلتها .. تلك الليلة .. كل كلمة |
| Hayır, kalp monitörünü kastettim ben. | Open Subtitles | ماذا؟ لا انا اقصد جهاز مراقب القلب الخاص بي |
| Evet kızlar da çok heyecanlı kızlar derken Andy yi kastettim. | Open Subtitles | نعم, والبنات مستمتعين به بشده وعندما اقول "البنات" اقصد اندي |
| Kimi kastettim sandınız? | Open Subtitles | من أعتقدتى أنى أعنيه إذا لم يكن أنت؟ |
| Tamamen, bunu kastettim. Civarda sekiz milyon ada var. | Open Subtitles | هذا تماماً ما قصدته هنالك ثمان ملاين جزيرة |
| Sahnede yanımda bir kaltak istiyorum derken kendi kaltağımı kastettim. | Open Subtitles | عندما قُلت أني أرغب بأن تكون معي عاهرة على خشبة المسرح قصدتُ عاهرتي |
| Bir varisin ittifakın geleceği açısından önemli olabileceğini kastettim. | Open Subtitles | حسناً... عنيتُ بأن الوريث سيكون مهم من أجل التحالف. |
| Lenslerimden kurtulmak için lazer ameliyatını kastettim. | Open Subtitles | عَنيتُ إجراءَ الليزرَ لذا أنا يُمْكِنُ أَنْ أَرى بدون إتصالاتِي. |
| Masum derken, seni kastettim, erkek arkadaşını değil. | Open Subtitles | عندما أقول "أبرياء" فإني أعنيك أنتِ وليس حبيبك |
| Sağ ol çüksüz. Seni kastettim. | Open Subtitles | شكرا أيها الوغد، كنت أقصدك أنت |
| - Bir fikrin olabileceğini düşündüm. Hayır, ben ekranı kastettim. | Open Subtitles | ظننت أنه قد يكون لديك فكرة- لا كنت أقصد الصورة |