| Onunla kavga ediyordu. Seninle birlikte olmak istiyor o. | Open Subtitles | لقد كان يتشاجر معها إنه يرغب أن يكون معكِ |
| Aslında iyi bir çocuktu ama herkesle kavga ediyordu. | Open Subtitles | أعني , لقد كان في الأساس فتىً جيداً لكنه .. كان يتشاجر كثيراً ... |
| Bir bodrum dolusu arı var ve Ted, Bay Cootes'la az kalsın kavga ediyordu. | Open Subtitles | لدي قبو مليء بالنحل وتيد كاد ان يتعارك مع سيد كوتس |
| Evet, yakında bir yerde bir çift kavga ediyordu. Sosisli sandviççi. | Open Subtitles | صحيح، كان هناك زوجان يتشاجران في مكان قريب، وعربة لبيع النقانق. |
| Benim çocuklarım diğer çocuklarla falan kavga ediyordu. | Open Subtitles | أطفالي كانوا يتشاجرون مع أطفال الجيران كثيرا جدا |
| Onunla arka tarafta karşılaştım ama bir hatunla kavga ediyordu. | Open Subtitles | قابلتُه في الخلف، وكان يتشاجر مع فتاة. |
| Tamam, Marshall bir adamla mı kavga ediyordu? | Open Subtitles | حسناً, (مارشال) كان يتشاجر مع بعض الرجال؟ |
| Ve neden Wyatt ile kavga ediyordu? | Open Subtitles | ولما كان يتشاجر مع وايت؟ |
| Üzgünüm Louise, yine kavga ediyordu. | Open Subtitles | آسف (لويسي)، فقد كان يتشاجر مجددًا |
| Oturmaya çalışıyor ve onu yatırmaya çalışanlarla kavga ediyordu. kavga ediyordu. | Open Subtitles | كان يتعارك مع الذين يساعدونه |
| Mykes, Mykes. İçeride kavga ediyordu. | Open Subtitles | مايكس) لقد كان يتعارك هناك) |
| Annemle babam durmadan kavga ediyordu neredeyse. | Open Subtitles | يبدو ان امي وابي كانوا يتشاجران باستمرار |
| Sheldon sinirliydi, Leonard ve Penny de kavga ediyordu. Sorun çıkarmayacağım bir yere gitmek istedim sadece. | Open Subtitles | كان (شيلدون) مستاء، و(بيني) و(ليونارد) كانا يتشاجران أردت الذهاب لمكان حيث لا أسبب مشاكل فحسب |
| Çarşamba günü çocuklar kavga ediyordu. | Open Subtitles | بحلول يوم الأربعاء الأطفال كانوا يتشاجرون |
| - Burada kalan çift sürekli kavga ediyordu. | Open Subtitles | الزوجين الذين كانوا هنا كانوا يتشاجرون طوال الوقت |