"kazıyorlar" - Traduction Turc en Arabe

    • يحفرون
        
    • سيحفرون
        
    • ينبشون
        
    Yani nereden baksanız en az 25 metre derinden tünel kazıyorlar. Open Subtitles ذلك يعني أنهم يحفرون نفقاً على عمق 25 متراً على الأقل
    Çayhane. Arkadaki elemanlar, tünel kazıyorlar ya... Open Subtitles غرفة الشاي، تعرفين أن الرجال في الخلف يحفرون من أجل إقامة غرفة الشاي
    Kongre Dupont Bölgesindeki federal mülklere bir tarım uzmanı grubu mu ne yolluyor, adamlar deli gibi kazıyorlar ve bir sığınak ile içinde bir iskelet buluyorlar. Open Subtitles ملكية فيدرالية في دائرة دوبتون حيث أعد الكونغرس لزيارة أخصائيين زراعيين إنهم يحفرون لإنشاء حجرة مشمسة
    İnatçı bir adanmışlık duygusuyla ve basit aletlerle kuyu kazıyorlar. Open Subtitles بتفانٍ صُلب وبأدوات بسيطة جداً ، سيحفرون بئرا ً
    Toprağı kazıyorlar, tabutları çıkarıyorlar çukuru derinleştiriyorlar sonra diğer tabutları üst üste defnediyorlar. Open Subtitles في كل مرة ينبشون القبر و يستخرجون التوابيت ليحفروا القبر بشكل أعمق و من ثم يعيدوا التوابيت و يضعون عليها تابوتاً آخر
    Belki de bir grup insan küreklerle çölde kazıyorlar. Open Subtitles ربما يكون هناك جماعة من الناس يحفرون في الصحراء
    Belki de bir grup insan küreklerle çölde kazıyorlar. Open Subtitles ربما يكون هناك جماعة من الناس يحفرون في الصحراء
    İnsanlar geleceklerini inşa ettiklerini düşünüyorlar aslında kendi mezarlarını kazıyorlar. Open Subtitles يظنّ البشرُ أنّهم يبنون مستقبلهم. بينما هم في الحقيقة يحفرون قبرهم.
    İnsanlar geleceklerini inşa ettiklerini sanıyorlar. Aslında kendi elleriyle mezarlarını kazıyorlar. Open Subtitles يظنّ البشر أنّهم يبنون، مستقبلهم، بينما هم يحفرون قبرهم بأيديهم.
    Siperleri kazıyorlar, savunma hattını genişletiyorlar. Open Subtitles إنهم يحفرون الخنادق، موسعين بذلك خط الدفاع.
    Ataların senden uzaklaşabilmek için dünyanın dibine kadar toprakları kazıyorlar. Open Subtitles أسلافك يحفرون الأرض بشكل أعمق للإبتعاد عنك
    Yeğenlerin kendi mezarlarını kazıyorlar. Open Subtitles أولاد إخوتك العُظماء يحفرون قبورهم بأنفسهم.
    İnsanlar geleceklerini inşa ettiklerini sanıyorlar, aslında kendi mezarlarını kazıyorlar. Open Subtitles {\pos(190,220)}،يظنّ البشرُ أنّهم يبنون مستقبلهم بينما هم يحفرون قبرهم بأيديهم.
    Boşuna çölü kazıyorlar. Paititi'nin nerede olduğu biliyorum, biliyorum! Open Subtitles "أوديسيوس" يحفرون بالصحراء أعرف أين تقع "بايتيتي"
    - Ne oldu bebeğim? kazıyorlar. Open Subtitles ما هو يا حبيبتي؟ انهم يحفرون خلاله
    - Ne oldu? kazıyorlar. Sorun ne? Open Subtitles إنهم يحفرون ما المشكلة؟
    Burnumuzun dibinde halen kazıyorlar. Open Subtitles إنهم هنا و يحفرون
    Şimdi de mezar kazıyorlar. Open Subtitles إنهم يحفرون القبور،الآن
    Ya da olsa bile umut var çünkü hâlâ kazıyorlar, değil mi? Open Subtitles ‏‏وحتى لو كان كذلك، فلم ينته الأمر، ‏فهم ما زالوا ينبشون الأنقاض، صحيح؟ ‏

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus