| Tek bir kişiyi kazanırken gördün. | Open Subtitles | رأيت شخصاً واحداً يفوز والآن ستعود وتلعب |
| Tabii ki, birileri kazanırken, başka birileri kaybeder. | Open Subtitles | .. بالطبع ، لأن يفوز أحد فيجب أن يخسر آخر |
| Böylece şirin çocuk güvenlerini kazanırken seksi çocukta işi bitirecek. | Open Subtitles | بهذه الطريقة الرجل الظريف يكسب ثقتهن بينما ينهي الرجل المثير الصفقة |
| - Paranı kazanırken kullandığın para. | Open Subtitles | ما كان؟ المال الذي استخدمته لكسب المال الخاص بك. |
| YıIda 90 bin kazanırken şimdi işsiz şekilde haftada 200 dolar alıcam | Open Subtitles | أجني حوالي 90 ألف سنوياً الآن كم هو تعويض البطالة؟ 250دولار في الأسبوع؟ |
| İyi adamlar kazanırken en önden izlemek isterim. | Open Subtitles | انا اكون بمقعد الصف الامامي عندما يفوز الاشخاص الجيدون |
| Gidiyor musun? Senin adam kazanırken nasıl bırakıp gidebilirsin? | Open Subtitles | كيف يمكنك المغادرة بينما صديقك يفوز ؟ |
| Kaptan Carnage'ı ünvanını kazanırken izlemiştik. | Open Subtitles | رأينا كابتن كارينج يفوز باللقب |
| Caesar kazanırken sevinç için de çığlıklar atıyorsun, sonrasında o kaybederken ben dilenmeye gidiyorum | Open Subtitles | يوم يفوز (قيصر) و تفرحين بشدة و اليوم التالي يخسر و يجب أن أذهب؟ |
| Garuda kazanırken, biz parçalanıyoruz.. | Open Subtitles | الجارودا" يفوز" و نحن محطمين |
| Bundan ötürü de Londra'daki savaşı o kazanırken siz kaybediyorsunuz. | Open Subtitles | لهـذا يفوز بالحرب في (لندن) وأنت تخسرها |
| Biri kazanırken, diğeri kaybediyor. | Open Subtitles | شخص يخسر و شخص يكسب رووف جميل. |
| Li'l Zé mahalle sakinlerinin saygısını kazanırken Benny de Angelica'nın kalbini kazanıyordu. | Open Subtitles | بينما كان (ليل زي) يكسب احترام السكان كان (بيني) يكسب قلب (أنجيليكا)؛ |
| Bradford kazanırken bir sorun yoktu. | Open Subtitles | وعندما كان " برادفورد " يكسب لم تكن مشكلة |
| Bak, hükümetin gizli operasyonları, ordu, özel güvenlik şirketi... Bu insanlar yaşamlarını kazanırken yaptıkları şey her ne ise bunu gizli tutmak istiyorlar. | Open Subtitles | الحكومة, الشرطة, الجيش أيّاً كان ما يفعلونه لكسب قوتهم |
| ...ya da bir şey kazanırken başka bir şeyi de kaybettiğinizi anlarsın. | Open Subtitles | أو ان اكتشافك لكسب شيء واحد يخسرك شيء آخر |
| Ben hayatımı kazanırken sen de hayatının sonuna kadar pipetle besleneceksin. | Open Subtitles | حسنًا ، اذا كنت اعمل لكسب العيش انت كنت لتشرب العصائر عبر شفاطة لبقية حياتك |
| Aileme bakacak kadar para kazanırken, öyleydik. | Open Subtitles | كنّـا كذلك عندما كنت أجني مالاً كافيـًا للإعتناء بعائلتـي |
| # Kirli paraları kazanırken # | Open Subtitles | عندما أجني ربحي القذر |
| Ben evde televizyon izleyip para kazanırken, bir madencinin kan ter içinde çukur kazması; kazmazsa o akşam evine ekmek götüremeyecek olması çok saçma geliyor. | Open Subtitles | من السخف أن يتوجّب على عمّال المناجم الطَّرقُ بمطارقهم حتى يقطر العرق منهم تُسيّرهم معرفة أنّهم إنْ تجرّأوا و توقّفوا فلن يتمكّنوا من جلب طعام لبيوتهم في تلك الليلة في حين يتسنّى لي أنْ أجني المزيد و المزيد من المال كلَّ يوم بلا شيء غير جلوسي لمشاهدة التلفاز |
| Depo piyango kazanırken ne yaptığımızı mı soruyorsun? | Open Subtitles | أتقصد ماذا فعلنا عندما فاز عمال المستودع باليانصيب ؟ |