| Bunların hepsi bağımsız yaşam destekleri kendi çapında bizi hayatta tutan. | TED | كل واحد من الثلاثة هو نظام دعم حياة مستقل، يبقينا أحياء بطريقته الخاصة. |
| Bence çok büyük bir büyücü, kendi çapında. | Open Subtitles | أعتقد أنَّه ساحر بارع جدًّا بطريقته الخاصة |
| Bence çok büyük bir büyücü, kendi çapında. | Open Subtitles | ،أظنّ أنّه ساحر عظيم بطريقته الخاصة |
| Eli'ye iyi bak çünkü kendi çapında o sana bakacaktır. | Open Subtitles | اعتنِ بـ (إيلاي)، لأنّه سيعتني بكَ بطريقته الخاصة |
| Schrader seni tamamen kendi çapında araştırıyor. | Open Subtitles | إشتباه (شرايدر) لك بمحض إرادته فقط. |
| kendi çapında erkeksin işte. | Open Subtitles | أنّك رجل يعمل بطريقته الخاصة. |
| kendi çapında erkeksin işte. | Open Subtitles | أنّك رجل يعمل بطريقته الخاصة. |
| Clark'da kendi çapında öyle sayılır. | Open Subtitles | وكذلك (كلارك) بطريقته الخاصة |
| Schrader seni tamamen kendi çapında araştırıyor. | Open Subtitles | إشتباه (شرايدر) لك بمحض إرادته فقط. |