|  Hayatımın tümünü, dünyanın Clark Kent'in gerçekte kim olduğunu öğrenmesine, Adayacağım.  | Open Subtitles |   سأكرس نفسي للتأكد من معرفة العالم كله بأمر كلارك كينت الحقيقي  | 
|  Devon'un Kent'in mezarına gittiğini biliyoruz. Jimmy'e özür dilemek için olduğunu söyledi.  | Open Subtitles |   نعرف بان ديفون كان ليزور قبر كينت, على حد قول جيمي للاعتذار  | 
|  Şövalye efsane olabilir... ancak Peter Kent'in adı telefon rehberinde mevcut.  | Open Subtitles |   ربما يكون الفارس اسطورة لكن بيتر كينت موجود في دليل الهاتف  | 
|  Nasil olurda Clark Kent'in Superman olmadigini anlamazlar?  | Open Subtitles |   كيف لم يدركوا انه كلارك كينت هو سوبر مان ؟  | 
|  - Martha Kent'in böyle bir iş zekâsı olduğunu bilmezdim.  | Open Subtitles |   -لم أعرف أن مارثا كينت تمتلك فطنة كهذه في العمل  | 
|  Ve Clark Kent'in seni yine kurtarması gerektiğinde çok mu kızdın?  | Open Subtitles |   وأعرف أن أحتياجك لكلارك كينت لينقذك مجدداً لم يغضبك  | 
|  Clark Kent'in mağaraya girmesine sınırsız izin tanıyacaksın.  | Open Subtitles |   ستمنح كلارك كينت حق الدخول دون قيد إلى الكهف  | 
|  Hâlâ Henry'nin Bay Kent'in davasını kabul etmediğine inanamıyorum.  | Open Subtitles |   مازلت لا أصدق أن هنري لم يقبل قضية السيد كينت  | 
|  Belki bir gün Clark Kent'in sorunları nasıl çözdüğünü öğrenirim.  | Open Subtitles |   ربما سأعرف يوماً ما كيف يفعل كلارك كينت مايفعله  | 
|  Bu ev biraz soğuk olabilir biliyorum ama Bayan Kent'in aldıracağını sanmam.  | Open Subtitles |   أعلم بأن هذا المنزل قديم و يمكن دخول الهواء و أنا متأكد بأن السيدة كينت لن تمانع  | 
|  Bay Kent'in kalp muayenesi için Metropolis'te.  | Open Subtitles |   ذهبا إلى ميتروبوليس لكي يخضع السيد كينت لفحص القلب  | 
|  Clark Kent'in sana ayak uyduracağını gözünde canlandırabiliyor musun?  | Open Subtitles |   أتتصورين حقاً أن كلارك كينت سيتمكن من مجاراتك  | 
|  Kent'in oyununu izlemeye bayılırdım.  | Open Subtitles |   اعتدت ان أحب مشاهدة كينت و هو يلعب كان يمكنه الطيران  | 
|  Kent'in bir daha basketbol oynamayacağını bilmek çok kötü.  | Open Subtitles |   من الصعب معرفة أن كينت لن يلعب مرة اخرى أبداً  | 
|  Kent'in öldüğü gece Musul'daymış.  | Open Subtitles |   لقد كان هناك في مدينة الموصل في الليلة التي قتل فيها كينت  | 
|  Ama Kent'in timi, sahip olduklarımın en iyisiydi.  | Open Subtitles |   و لكن وحدة كينت, كانوا وحدة من افضل الوحدات التي عملت معها أبداً  | 
|  Fakat Marshall Kent'in mezarını ne niyetle kötülemeye çalışırsa çalışsın...  | Open Subtitles |   و لكن أياً كان ما يحاول مارشال فعله تدنيس قبر كينت  | 
|  Kent'in otopsi raporu, olay yeri fotoğrafları ve diğer delilleri kısaca her şeyi istiyorum.  | Open Subtitles |   أود ان أحصل على التقرير الكامل تشريح جثة كينت الصور التي التقطها للموقع و أي دليل أخر موجود  | 
|  Yüzbaşı gelip Kent'in vurulduğunu söyledi.  | Open Subtitles |   و ثم عاد الكابتن و أخبرني بان كينت قد أصيب  | 
|  Lefferts, Kent'in arkasından içeri girdi ve onu öldürdü.  | Open Subtitles |   و اندفع ليفيرتس وراء كينت, أطلق ليفيرتس النار و قتل كينت  |