| Bay Khasinau konusunda doğru şeye karar verdiğimizde harekete geçeceğiz. | Open Subtitles | وعندما نعرف الخطوه المناسبه للتعامل مع السيد كازانو سوف نتخذها |
| Her yerde haberi çıksa ve Khasinau çalınanlarla ilgili dedikodular duysa? | Open Subtitles | سوف يكون دعايه كبرى كازانو سيسمع شائعات عن ما تم سرقته |
| Khasinau'nun istediği Rambaldi belgesinin üzerindeki görünmez yazıları o sıvı olmadan okuyamaz. | Open Subtitles | كازانو لا يستطيع قراءه الورقه بدون المحلول لأن الحبر خفى |
| Cap Ferrat'da Khasinau'nun kırmızı top içindeki sıvıya maruz kalan insanlar üstünde deneyler yaptığını gördüm. | Open Subtitles | في القبّعة فررات، رأيت خاسينو تجربة على الناس الذين كانوا قد عرّضوا إلى السائل من داخل الكرة الحمراء. |
| Bu bilgiler Khasinau ve annene teşkilatı tekrar kurmak için gerekiyor. | Open Subtitles | المعلومات خاسينو وحاجة أمّك للإعادة بناء. |
| Khasinau için o sayfayı okumak o kadar önemli ki SD-6'ya bir ekip gönderip onu çalmaya çalıştı. | Open Subtitles | قراءة هذه الورقه مهمه الى كازانو لذلك هو خاطر بارسال فريق الى الـ إس دي |
| Khasinau gibi düşmanlarla yeni bir dünyada yaşıyoruz. | Open Subtitles | من الأعداء مثل كازانو نحن نعيش فى عالم جديد |
| Khasinau bunlardan birini yaptıysa, ...bu sayfa onu nasıl kullanacağını söylüyordur. | Open Subtitles | اذا لو كازانو بنى مثل هذه الآلات هذه الصفحه ستخبره كيف يديرها |
| Will'in saklandığı evin bilgisini Khasinau'ya sen verdin! | Open Subtitles | أنت الذى أعطيت كازانو المعلومات عن المنزل الآمن |
| Bir kaynak buldum. Khasinau bu cihazlardan bir tane yapmış ve bu depoda tutuyormuş. | Open Subtitles | كازانو بنى واحده للتو وهى هنا فى هذا المستودع |
| Bildiğiniz gibi, Alexander Khasinau... | Open Subtitles | نحن عرفنا أن ألكسندر كازانو أنه الشخص المشار اليه |
| Wexler'dan aldığımız önemli bir bilgiye göre, Khasinau. 250 milyon dolarlık bir malı geçenlerde nakde çevirmiş. | Open Subtitles | نحنا استلمنا مكالمه من ويكسلر حاليا تفيد أن كازانو حول 250 مليون دولار من أصوله الى نقود |
| Khasinau bu teşkilatın bir numaralı önceliği. İnan bana, senin için de öyle olacak. | Open Subtitles | كازانو أصبح قمة أولويات هذه الوكاله,وسيصبح بالنسبة لكى أيضا |
| Khasinau hakkında bilgi aldıkça annene daha da yaklaşacaksın. | Open Subtitles | كلما عرفتى أكثر عن كازانو,كلما أقتربتى أكثر لوالدتك |
| Evet, biliyorum. Ve Khasinau'nun yakınındaki tek gizli ajanın öldüğünü de biliyorum. | Open Subtitles | نعم,ولكن العميل الآخر القريب من كازانو مات |
| Khasinau'nun Arkhangelsk'teki bilgisayar binası yerin 1,5 km. altında. | Open Subtitles | حاسوب كازانو المعقد فى آرخنستان تحت الأرض بميل |
| Bu bilgisayar ağının etrafındaki güvenlik seviyesini düşünürsek, büyük ihtimalle Khasinau en önemli bilgilerini burada tutuyordur. | Open Subtitles | تحيط شبكة الحاسوب هذه أعلى مستوى أمنى من المحتمل ان كازانو يستخدمه كأرشيف أساسى |
| Khasinau'nun adamları gelirse diye hazır olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكون حريصين فى حالة ظهور رجال كازانو |
| Laboratuar yok edilince Khasinau'yu arayan bu ajan kitabı alıp saklamış. | Open Subtitles | عندما المختبر حطّم، هذا المشارك الذي دعا مسك خاسينو الكتاب. |
| Yarın Barcelona Limanı 347 numaralı iskelede Khasinau'ya verecek. | Open Subtitles | هو يخطّط لتسليمه إلى خاسينو غدا في ميناء برشلونة، رصيف 347. |
| Tippin'in kaçırılması bizi doğruca Khasinau'ya götürdü. | Open Subtitles | إختطاف تيبين قادنا مباشرة إلى خاسينو. |
| Sark'ın perşembe akşamına kadar Khasinau'yla bağlantıya geçmemesi gerekiyor. | Open Subtitles | حسنا ما هى الخطه ؟ سارك لن يتصل بكازانو الا يوم الثلاثاء مساءا |