Buraya gelen her tanık müvekkilimin... cinsel organını görmediğini belirtti... müvekkilimi tutuklayan memurun akrabası olan bir kişi dışında. | Open Subtitles | كل الشهود الذين جاؤوا هنا شهدوا بانهم لم يروا قضيب موكلي في الواقع ماعدا شخص واحد هذا الشخص هو الضابط |
Bunu kimseye söylememiştim, bir tek kişi dışında. | Open Subtitles | لم أخبر أحدا بما سأفعل ماعدا شخص واحد |
Bir tek kişi dışında. Ama bu çok uzun zaman önceydi. | Open Subtitles | باستثناء شخص واحد ربما ولكنه كان منذ فترة طويلة اﻵن |
Evet, bir tek kişi dışında kimse bilmiyordu. | Open Subtitles | لا أحد علم ، باستثناء شخص واحد |
- Peki, klonlandığım kişi dışında da mı? | Open Subtitles | أنت تعنى ... عدا الشخص الذى استنسخت منه ؟ |
Burada insanlar var,birden ortaya çıkıyorlar, ama herkes gülüyor, herkes gülüyor bir kişi dışında. | TED | هناك البعض يتساقط في الأعلى ولكن الجميع يضحك. الجميع يضحك، ما عدا شخص واحد. |
Bir kişi dışında, bu odadaki herkese e-mail gönderdim. | Open Subtitles | الجميع أنا أرسلت رسالة عبر البريد الإلكتروني إلى هو في هذه الغرفة. باستثناء واحد. |
Park departmanından kimsenin mektup okumadığını biliyorum ben, bir kişi dışında, harika bir kadı-adamdır, ama şimdilik orada değil, çünkü adam uzaklaştırma aldı. | Open Subtitles | أعلم بأنه حقيقة لايوجد أحد في قسم الحدائق يقوم بقراءة الخطابات ماعدا شخص واحد هو شخص رائع ، ولكن هو أوهي غير موجد حالياً |
Ölmesi gereken kişi dışında herkes öldü. | Open Subtitles | الجميع توفي عدا الشخص المفترض ان يموت |
Tek bir kişi dışında herkes dalga geçti. | Open Subtitles | الجميع تبول ما عدا شخص واحد |
Bir kişi dışında... | Open Subtitles | باستثناء واحد |