| Milyonlarca yıl boyunca, burası su altındaydı ve üzerinde kireç taşı tabakaları oluştu. | Open Subtitles | لملايين السنين، كانت هذه الأرض مغمورة، وتشكّلت طبقاتٌ من الحجر الجيري تحت الماء |
| Ancak yüzeyleri atmosferle iletişim halinde olsaydı, o kireç taşı bloğu nasıl özelliklere sahip olurdu bir hayal edin. | TED | ولكن تخيل ما قد تكون عليه كتل الحجر الجيري هذا إذا كانت الأسطح في الواقع في إحتكاك مع الغلاف الجوي. |
| Bu durum, buradaki kireç taşı bloğuna yeni özellikler kazandırabilir miydi? | TED | هل سيعطي هذا كتلة من الحجر الجيري خصائص جديدة؟ |
| Fakat zamanla, binalar onarıldıkça şehir altında kireç taşı kayalıkları birkiminin büyüdüğünü görecegiz. | TED | ولكن تدريجيا ، كما يتم إصلاح المباني ، سوف نرى تراكم لجزر الحجر الجيري تحت المدينة. |
| Ve biraz mika, yumuşak kaya kireç taşı. | Open Subtitles | وبعض أنواع أخرى من الصخور مثل ميكا و شيل و الحجر الجيرى |
| Burada, canlı doku kireç taşı oluşturur. | Open Subtitles | هنا تتشابك الأنسجة الحية بشكل معقد مع الحجر الجيري |
| Bir daha şekil değiştirmek istediğimde kireç taşı kullanacağım. | Open Subtitles | المرة التالية التي أجدد فيها منزلي سأستخدم الحجر الجيري |
| Deniz yatağı yukarı itildi ve büyük kireç taşı blokları oluşturdu. | Open Subtitles | كان قعر البحر يُدفع إلى الأعلى، خالقاً كتلةً عظيمة من الحجر الجيري |
| Beş milyar Tura kireç taşı plakası tamı tamına 270 milyon ton altın. | Open Subtitles | وخمسة مليارات لوح من الحجر الجيري وتسعة مليارات وزنة من ذهب |
| Wyatt ile onu, tepelerdeki bir kireç taşı mağarasına kadar izledik. | Open Subtitles | وايت ولي، نحن تتبع لها إلى كهف من الحجر الجيري في التلال. |
| Çünkü gözenekli kireç taşı mükemmel bir temel, temel, | Open Subtitles | لأن الحجر الجيري المسامي هو قاعدة مثالية، والأساس، |
| Tek başına bir kireç taşı öyle çok da ilgi çekici değildir. | TED | الآن كتلة من الحجر الجيري ، في حد ذاته ، ليست مثيرة تحديداً . |
| Mimar Christian Kerrigan şehrin altında kireç taşı kayalıkları yetiştirilmesinin nasıl mümkün olabileceğini gösteren bir dizi tasarım hazırladı. | TED | والمهندس المعماري كريستيان كرجيان قد توصل لسلسلة من النماذج التي تبين لنا الكيفية التي قد يكون من الممكن عبرها أن تنمو شعاب الحجر الجيري في الواقع في أسفل المدينة. |
| kireç taşı, deniz kabuklarından ve mercanlardan çıkan minerallerden meydana gelir. | Open Subtitles | "الحجر الجيري" ، يتكون من أملاح جُلبتمنالقواقعالبحريةوالشعب المرجانية، |
| kireç taşı üzerinden akan nehirler, genellikle tamamen ortadan kaybolur. | Open Subtitles | الأنهار التي تجري فوق "الحجر الجيري" كثيراً ما تبدو و كأنها تختفي تماماً. |
| Ancak bu kemolitotrofların ürettiği atık ürünler genellikle mineral formundadır, pas veya pirit gibi veya kireç taşı gibi karminitler. | TED | ولكنّ المنتج الذي تنفّثه هذه الـ"chemolithoautotrophs" غالبًا ما يكون في الشكل الصلب، مثل الصدأ أو البايرايت، أو مثل نثرات الذهب، أو الكارمينايت، أو كما الحجر الجيري. |
| Bu bir parça kireç taşı. | TED | ها هي قطعة من الحجر الجيري. |
| Polipler uzadığında altlarındaki kireç taşı temellerine ekleme yaparlar. | Open Subtitles | في وقت الليل ذلك (تتمدد (البتلات حيث تضيف لأساسات الحجر الجيري .التي تقبع أسفلها |
| Beş milyar Tura kireç taşı plakası tamı tamına 270 milyon ton altın. | Open Subtitles | وخمسة مليارات قطعه من الحجر الجيري المُستخرج من منطقة (طُره) وتسعةُ مليار غالون من الذهب (طُره مكانٌ في مصر) |
| kireç taşı. | Open Subtitles | "الحجر الجيري". |
| Fosiller, brachiopodlar mercanlar, farklı türde kayaçlar üst katmanda kireç taşı vardır. | Open Subtitles | يمكنكم هنا العثور على الحفريات والمرجان وتركيبات مختلفة من الحجر الجيرى وخاصة فى الطبقة العليا |