| Çünkü Crane'ler artık klarnet dersi almıyorlar. | Open Subtitles | لان ابناء كرين لن ياخذوا دروسا في المزمار بعد اليوم |
| Evet, öyle. Sen klarnet çalarsın ben de nefes kesici görünürüm. | Open Subtitles | بلى، انت تعزفين على المزمار وأنا اخرج مثيرة |
| İlk adım yarın gece kış konserinde onun klarnet çalışını görmeye gideceksin. | Open Subtitles | الخطوة الأولى عليك أن تشاهدها وهي تلعب المزمار مساء الغد في حفلة الشتاء |
| klarnet üzerine eğitim aldım. Ama sorunlar çıktı ve bırakmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد درست آلة الكلارينيت و لكن حدثت مشاكل وكان علي أن أتركها |
| - Nelerden hoşlanırsın, Jalander? - klarnet çalarım. | Open Subtitles | ـ ماذا تعملين يا جالاندر ـ اعزف على مزمار الكلارنيت |
| Ailem yıllarca klarnet dersi aldırdı bana. | Open Subtitles | أهلي أجبروني أن أتعلم على الكلارينت لسنين |
| Dedi ki, piyano beni sokaklardan uzak tutmadıysa belki klarnet tutarmış. | Open Subtitles | "قال أنه أن لم يتمكّن البيانو من أبعادي عن الشوارع, فلعلّ المزمار يفعل ذلك" |
| klarnet öğretmenim herkesin aksine benim sorumlu olmadığımı söylüyordu. | Open Subtitles | "قال أستاذ العزف على المزمار, أنني لم أكن مسؤوله لكن الأخرون قالوا أنني كذلك" |
| Bunların hepsi bir klarnet dersi. | Open Subtitles | الامر برمته متعلق بدرس المزمار هذا |
| Kızlarla tanışmak için klarnet çalma numarası yapıyordum. | Open Subtitles | لقد زيفت لعب المزمار لمقابلة البنات |
| Ben de önceden klarnet çalardım. | Open Subtitles | أتعرفين، كنت أعزف بدوري على المزمار. |
| Bütün perdeleri açar, oğluma klarnet çaldırırdı. | Open Subtitles | فتحت الستائر وجعلت ابن يعزف على المزمار |
| klarnet de çalıyor. | Open Subtitles | تعزف المزمار أيضا |
| Sonuncuda ise bir flüt ve ya klarnet tuşları için bir şey var. | TED | وأخيرا, ابتكرت شيئا لمفاتيح الناي أو الكلارينيت. |
| Iste budur, kucuk bir kiz cocuna evde klarnet cadiran, annesi ev islerini yaparken. | TED | هي التي تجعل الفتاه الصغيرة تعزف الكلارينيت في البيت, بينما أمها تقوم بأعمال المنزل. |
| Peki ya, klarnet veya trompet çalmanın bir çocuğun beyinzarının her noktasının uyardığını? | Open Subtitles | وأنه عندما يلتقط الطفل آداة الكلارينيت أو البوق كل منطقة من مناطق الدماغ يتم تحفيزها ؟ حسناً , هذا كله مثير للإهتمام |
| Deneyeceğiz, ama o sadece bir klarnet değildi. Değeri binler ederdi. | Open Subtitles | سنحاول، ولكنه لم يكن مزمار عادي، فهو يكلف الآلاف |
| klarnet ha! Ben de fagot! | Open Subtitles | انت مزمار انا زمارة |
| Öğretmeninden ödünç bir klarnet aldı. | Open Subtitles | لقد إقترضت مزمار من مدرستها |
| Lisedeyken paranı biriktirip, bir klarnet aldın. | Open Subtitles | في المدرسة الثانوية فضلت العزف على الكلارينت |
| Bundan sonra sen üçüncü klarnet değilsin, her şeyin ilkisin! | Open Subtitles | من الآن لن تعزف الكلارنيت الثالث بل ستكون الأول في كل شيء |
| Koduğumun elbisesinin içinde nasıl klarnet çalacağım? | Open Subtitles | كيف يفترض بي أن اعزف بالمزمار وأنا ارتد هذا الفستان؟ |